Sarı eteklerinde kırık bir düşün deseni asılıydı
Kurşun kertiği hicranın ellerinde yüzümüz yar/dı
Ömrü kısa kuşların kanatlarındaydı belki mutluluk
Her kanat çırpışımızda aşka, sol yanımız inceden sızlardı.
Yılışık bir yangın artığıydı gülümseyişim
Biçimsiz cümlelerin uyaksız rüzgarıydı an
Paslı kilitleri bile açardı seven dudakların
Çarkına kum doldurduğum saatti vakitler
Hoyrat sevişmelerimizle yolardık özlemleri
Sessiz kulaçlar atardım uzak denizlerinde
Sen yankılı bir ömrün içinde yüzerken
Attığım her kulaçta, her karede beni görürdün
‘Unutma fakir yüreğimi sevdam’ derdin
Yoksul gövdemin karanlıklarındaki düş saçağısın sen, sevdadır ismin
Griymiş aşkın rengi, sen yüreğimin korku tünellerindeki asil resimsin
Kırık bir içleniş bıraktın gidişinle, yar gönlümün yastığındaki nefessin
Dönüşü yoktur elvedanın, gün gelir hüznü bile yudumlamadan içersin
Gücü kendi ekseninde dönen, öpücüğü aynalara düşen, aşk adını verdiğimiz yaşanmışlıkları iç dünyasında tüketen bütün sevdaların düşsel kanatlarıyla yankısız bir ormandır sevginin rengi. Kan oturan yüreğin dinlenme odalarında hüznün şerbetini yudumlarken biz, vedalara, hoşçakallara anlam aramakla, bulduklarımızı taramakla avunur avcı gönlümüz. Aşktır içimizin derin kuyularından her sabah çektiğimiz, yudumlarken sözcükleri dağlar inşa ederiz kıpırtılı yüreğimizin geniş ovalarına.
İzimin kayıp yollarında gönlümü yasladım rüzgâra
Hovarda yüreğimin kırık köprülerinde mevsim kış
Cesaretimi sınıyor nicedir aşk, günlerden sonbahar
Sevgide kazanmak da vardır, kaybetmek de
İnançsız, kambur duruşlarla yürümek zordur.
Aşk'a direnmek, ilençli sevdaları yaşatmak,
Gülümsemesini yitiren cüzzamlı bir bakıştır.
Gün ışığı düşünce yorgun şehirlerin üzerine toplanır döşekler, yollara dökülür insanlar. Sapandan çıkan bir taş gibi bu kentin yolları aşınır, yarından önceki yeni bir çileli günün hesapları yapılır. Balyozlar çeliği büker, fırınlardan dumanlar tüter, sıkılmış dişler örsleri döver.
Özlemin tütsüleriyle donatmış burçlarımı yar
Yokluğumun yitik zamanlarına üzerlik dizmiş
Yalnızlığıma boş vermiş, dağlara türkü ekmiş
Sarılmış sevdama, bin bir değişik poz vermiş.
Doygun sarılışların farklı yataklarında ıslak saçların
Yanmış duvarlardan dökülen sıvalar gibiydi imajın
Ey körelmiş bakışlarla aşkın yolunu arayan ölümlü!
Sevgiye restini çekerek, mars ettiriyorsun gönlünü
Baki bir kubbedir yürek, deviremezsin çirkefliğinle
Kırık su parçacıklarına uzattım ellerimi
Yaralı gönlümde korsan öpüşlerin izleri
Gecenin surlarına tırmanıyorum sessiz
Iraklarda bir düş salıncağı, gidemiyorum
Ruhumun sularında bir kadın yıkanıyor
Yelkensiz gemi gönlüm, yüreğim sana alabanda
Düş artığı sayfalar elimde, saklandım kabuğuma
Denizler geçiyorum, gövdemdeki yüzyıllık acıyla
Ufkumda hayali mutluluk, küreklerim sularında
Yanılsamalı düşler deryasında boştur avuçlarım




-
Ufkun Yaren
-
Ahmet Durgut
Tüm YorumlarBütün sorguların enleminden koparmıştım seni
İçimizdeki hoyrat sevilerin çarşafına tutunarak
Dudaklarımdaki istem ötesi hareket olmuştun
Ellerinin hoyrat kelepçelerinden sıyrılamadan
Duvardaki saatlerin zembereğine dolanmıştın
Tebriklerimle..10 ve listem..Ufkun YAREN
TEBRİKLER... sn Selahattin Yetgin... başarılar diler, saygılar sunarım. Esen kalınız.