Hangi kuş burun kıvırır,
beyaz bir gökyüzüne.
Kötülük çelme taktıkça,
çocukların düşlerine,
ne önemi vardır,
bahçelerde açan çiçeklerin.
Çiçeklerimi sulayın demiyorum.
Soldurmayın yeter.
Kedilerime süt verin de demiyorum,
ürkütmeyin yeter.
Çocuklarıma balonlar alın da demiyorum,
huzurlarını kaçırmayın yeter.
Her söze,
her insanın
vereceği cevabı elbet vardır.
Ancak;
herkesle konuşulmaması gerektiğini
biz çocukken öğrendik.
Ne zordur içine akıttığın gözyaşı.
Ne zordur tanıştığın ilk acı.
Küçükken yuvasını dağıttığım,
karıncaların ahı mı desem,
o zamanlar çocuktum ben.
Bağrı açık,
gözü kara bir sevdayla,
soluyorum bu benzi soluk hayatı.
Yeni acıları gözetleyen gecem,
hazırlan üstü yırtık düşlere...
Seçil Oğuz
Gözkapaklarımın altında sevdiğim ten
Adını yazamadığım sayfalara,
kuş resimleri çiziyorum
Kağıttan gemilerim yok benim
Ayaklarım kesik
Kollarım sağır
Düşler gerçekleşmek içindir sevgilim,
Düşün ki;
Bir sabahçı kahvesinde oturmuşuz güneşin doğuşunu izliyoruz,
Yan yana...
Deniz kokusu çağırıyor bizi,
Gidiyoruz, hiç durmadan.
İncinmiş bir mektup gibi kalbim.
Penceremde sarı bir mevsim.
Kendimi görüyorum
kaldırımdaki yapraklarda.
Duy beni sonbahar!
Asıl hazan,
Tüm coğrafyanda,
insanca yaşansın günler.
Her köşede çocuklar gülümsesinler.
Güzel ülkem!
Güzel günler göresin.
Her günün insanlığa uyansın.
Serin Eylül akşamlarında,
Göz göze gelirdik, Eminönü kuşlarıyla.
Mendil satan çocuklar, bize gülerdi.
Taksi radyoları şarkılar ısmarlardı.
Şiirler okurdu Galata.
Tophane ' nin demli çaylarına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!