Ve şu ellerimdeki çizgiler,
anı defteridir
bu hüzünlü ömrün.
Seçil Oğuz
Gözbebeklerinde binlerce güneş,
yeni harfler doğurur bakışların.
Dişleri dökülmüş,
ürkütülmüş umutlarıma,
soluk olur gülüşün.
Göğü kucakladığım
Eskilerden bir ses duysam.
Tanıdık bir yüz çıksa karşıma.
O günlerdeki gibi...
Gök daha mavi,
Toprak daha güleç,
İnsan daha insan,
Yenilikmiş, şuymuş, buymuş...
Geç bunları babam.
Geç bunları.
Eskiciiiii diye bağıran,
o adamı özledim.
Bir de işte o eski zamanları.
Avuçlarımda deniz kokusu ve şiirler...
Eski sevdalardan çıkıp geldim.
Esmerliği öven ellerini tutarken,
Nazım'dan bir şiire dönüşüyordu gözlerin.
Çırılçıplak bir sevda ile öperken seni,
yerine koymak istedim çalınan gülüşlerini.
Sığar mı sandınız,
bir fotoğraf karesine,
bir çocuğun kalbinde açtığınız
eşkiya yaralar.
Seçil Oğuz
21/05/2015
Esmer bir kederin süt annesiyim.
Yetimdir bu yüzden sabahlarım.
Gene de umutların saçlarını tararım.
Çocuklar için...
İranlı bir tacirden duymuştum.
Çocuklar umut satardı,
Öyle güzel,
öyle sahiciydi ki her şey
evvel zaman...
Kışın ortasında bahar dalıydı anam.
Öyle masum,
öyle temizdi ki biz,
On yedi numaralı,
eflatun kapılı evinizden ayrılmıyor gözlerim
Bir ufak çıtırdı
Bir ayak sesi yeterli gülümsetmeye
Bir eylül düşüdür bu bekleyişler
Bu terleyen avuçlarım
Eylülün adı çıkmış
Hüzünden başını kaldırmaz oldu günler, aylar...
Seçil Oğuz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!