Pencerelere çiçekler yakışır.
Sonra günışığı, sonra yakamoz...
Başkasını aklım almıyor bayım.
B'aşka umutlar doğurmalı.
Göğün rengi,
Gözümün yaşı,
Çocuğun bakışı yaradan uzak olmalı.
B'aşka şarkılar söylenmeli.
Şiirin harfleri,
Puslu havalar geçince söyle.
Baykuşlar mı,
güvercinler mi uçan?
Seçil Oğuz
Seni düşündüğüm zamanlarda
Beyaz güvercinler uçuşurdu hafızamdan
Bir pencere camı sırdaşı olurdu gözbebeklerimin
Sen o gün gelmezsen
Bir dize ağlardım şiir olurdu gözyaşlarım
Ben o gün küserdim
Kusursuz yalnızlıklar doyuruyoruz,
yanlış yerlerde nöbet tutarken.
Ellerimizde çölleşen gölge fesleğenleri,
kaş büküyor çatlayan sulara.
Bir mum alevinin titrekliğinde,
bir haziran akşamı...
Denizi yontup notalar çıkardım.
Durma eşlik et,
yakamozun dilindeki şarkıya...
Bir ninni söyle annem
Uyusun acılarım
Kurşuni renklerinden kurtulsun
Rüyalarım
Dokunmasın kimseler
Ürkek, masum kuşlarıma
Duvarlarda dolaşıyor gözlerim
Erkeğini arayan bir kadın gibi
Bir sürü gereksiz kalabalık var aramızda
Elim masa örtüsünü tırnaklıyor
Akrebin zehri akıyor içime
Saatin en yalnız vaktinde
Uzun yollardan geldim sana
Heybem kırgınlıklarla dolu
Siyah bulutları doyurdu gözlerim
Yağdıkça yağdım yorgun akşamlara
Seçil Oğuz
Bir akşam vakti aklıma düşersin.
Uzak kentlerin dalgınlığı uğrar gözlerime.
Sazın diline bir türkü yerleşir.
Başka bir acıdan yazılmış sözler.
Ayna tutar içimde olup bitenlere.
Esmer bir sancı kıvranır bedenimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!