Özgürlük! Tek sevdiğim
Özgürlük! Büyük aşkım
Benim için sana düşman diyorlar,
Ne olur inanma.,,
Seni benden koparmak istiyorlar,
Görmeyeyim diye güzelim gözlerini,
Ferman dedi, padişahlar padişahı,
“hazırlansın cengaverleri mi,
“feth edecem Dünya’yı”
Hazırlandı padişah lar padişahının cengaverleri,
Fetheyle di padişah lar padişahı,
Dünyayı…
Bir şair ağlıyor
Kimse duymuyor sesini
Unutmuş gündüzü geceyi
Kederlerinden öte
Düşünüyor kederlileri
Bir şair ağlıyor
"Ekmek parası"
Ne zor kazanılıyor.
Savcı sordu;
"Çıkarınız ne?"
Açlık grevinde olan iki insan.
Dona kaldı bu soru karşısında.
Seçim neden kaybedildi? Seçimin kaydedilme nedeni, muhalefet inandırıcı değil di.
En başta, chp kendi seçmenine saygı göstermedi. Bunu sadece bu seçimde değil diğer seçimlerde de yaptı.
" tıpış, tıpış " derken, parti başkanı, ben, bu lafı kime diyorum diye düşündü mü? Chp seçmeni sıradan küme elemanları değildir. Chp'li her bir seçmen ayrıtım gücüne sahip bireylerdir. Siz, bu seçmen kitlesini, akpli seçmenmiş gibi düşünemezsiniz.
Chp'nin amacı ve görevi, kitleyi yurttaş
olma bilincine çıkarmaktır. Chp bu görevini unutmuş, sadece seçimi kazanmak gibi bir görevi var mış gibi haraket etmekte ve bu inadında inatlaşmakta. Chp hiç bir zaman kendi paydasına aldığı paydaşlarına bile çağdaşlığı ve bireyin yurttaş olma bilincine erişmesi için ne yapılması gereğini dahi anlatamamıştır.
Bu yüzden masa
birden
birden bire
yıkılı verdi koca dağ
gök
parçalandı gürültülerle
dolu verdi uçurumların dibi
Sedat Umran’ın şiirlerini okumak ayrı bir dikkat gerektirmektedir.
Onun şiirlerinin okuna bilmesi, şiirideki amacının, hedefinin anlaşıla bilindiği kadar anlam kazanır.
Uçurum şiirinde, şair yakalamak istediği özü, her bir mısra ya çok bilinmeyenli bir denklemin çözümünü yapıyormuş gibi yansıtmış. “korkunun görünen halkaları içinde dönen
Granit dişleriyle uzaktan bir canavarı andırır” bu mısralar incelendiğinde, şair in şiirine korku ile başladığı anlaşılıyor. Buradaki korku nedir? Korkulan ne? Burada anlatılmak istenen korkunun görünümü ne? Korku nasıl görünür, Öyle ki korkunun görünen halkaları derken korkunu ötesine geçişi keşfetme çabası kendini daha iyi ortaya koymakta. Korku nun halkaları hiç şüphesiz korkunun ötesine taşıyor insanı. Şair korkunun ötesinde uçurumu granit dişli bir canavara benzeterek bu canavar ”didik, didik ederek çiğner ve yutar sonsuzluğu” benzetmesi, şairin şiirinin gerçek amacını da ortaya çıkarmakta. Burada şairin didik, didik etme ihtiyacını duyduğu kendi duygu ve düşüncelerimi? Niçin “didik, didik “ etme ihtiyacında olduğunu aynı mısraın devamında açıkça ortaya koymakta “çiğner ve yutar sonsuzluğu” söyleyişi ile daha da netleştirmekte. Şairin, amacı sonsuzluğa anlam katma mücadelesine dönük.
Bunu içindir ki dünyanın bütün ağır ve puslu sisi şair in üstüne çömüş. O, bu yükü kaldırmak için uçurumun derinliklerine kanat açmış kuş gibidir. Hani okyanusların engin, eşsiz dalgaları arasına kanat çırpan albatroslar örneği.
“Onda girdaplaşarak güçlenir kuyulaşan her duygu
Sedat Umran ve Şiir
Sedat Umran'ın şiirini okurken, okuyucunun başta; sıradan mısra okuduğu zannından ayrılması gereği vardır. Bu kanıya "Leke"yi okuması için verdiğim bir arkadaşıma iki gün sonra "Nasıl? " diye sorduğumda, kendisi bu şiirlerin sıradanlığından bahsetti. Kendisine şiirleri daha dikkatli okuması tavsiyesiyle bir öneride bulundum. Bu öneriden bir hafta sonra yanıma topala büyülenmiş olarak geldiğinde, kendisine: "Ben sakızı, sakız diye mi okudun? " dedim. O: "Evet" dedi. Oysa sakızı, sakız olarak algılamanın ötesinde bir düşün derinliğine okuyucunun dalması gerekir. Aksi takdirde, Sedat Umran'ın şiirini kavramak mümkün değildir.
Sedat Umran'ın şiirlerinde eşyanın metafiziğini anlattığı söylenmektedir. Bu doğru. Ancak; şair, eşyanın metafiziğinde Dünya'nın realitesini gizlemeyi çok iyi dillendirmektedir. Öyle ki, Balya şiirinde; ay ay ödenen hesaplar, paranın birike birike kişiye büründüğü, derken burada balya konu itibarıyla metafizik olmaktan çıkmış, direkt 20. yüzyılın sömürü düzeninin nasıl acımasız bir formülle toplumda bireyi nasıl sömürdüğünü, bankacılık, düzenin ve ekonomi denen kavramın kişiyi nasıl kişiliksizleştirdiğini, insanın daha yaşamadan, yaşamın başlangıcında:
Ölümün o kapkara soluğu gezinmiş aynalarda
Görünüp kayboldular yarasalar gibi
Yaşamın bir aynaya bakmak gibi birşeye büründüğü, gerçek yaşamla bir illiyet bağının kalmadığını şairin kendisinin bunu fark etmesinin ötesinde, toplumdan nasıl uzaklaştığını kendi değer yargılarının çok daha üstlerde olduğunu, Devin Uyanışı'nda sergilemektedir. Şöyle ki; ruhunu küllerinden sıyırarak alışkanlıklarını değiştirerek ve bunu da gözlemleyerek kendini yenilediğini:
Şairler,
Yanlız büyür.
Dağ gibi.
Ova gibi yaltaklanmaz ona buna.
Tek başına meydan okur, kara kışa, kara bulutlara.
Fırtınalar boşunadır.
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.