Aşık olmak varken duta söğüte
Var git bırakma sen beni burada
Daha söylenecek ne kaldı daha
İşte bu sevdalar yoruyor beni.
artık
yok tuzun tadı
toprağın canı
kanımızın son damlası
o da damladı
adımlarımız
Artık,
Allah’ta karışmıyor,
Şu Dünya’nın halına.
Ne peygamber gönderiyor,
Ne Cebrail,
Başıboş danalar gibi bıraktı bizi,
artık benim dediklerim boşuna
mermi çıktı toplar çıktı namludan
ölüm denen kara melek toprağa
düşürdü canları
daha...
Atatürk'ü eleştirmek
aslında Atatürk'ü eleştirmek ben gibi bir zavallıyı elbette aşar.
ne var ki günümüzde adı aydın sıfatı ile donanmış bir çok çapsız ileri geri laf etmeyi kendilerine vazife kabul etmiş ve hiç durmadan toplumu yanıltma uğruna konuşmaktadır.
bunlar denileni anlamak yerine kendi kurguladıkları senaryoyu öyle ustaca oynamaktalar ki, adı açık oturum olan t.v programlarında kendi küme elemanları ulu orta konuşturulmakta. güya tarafsız yayın yapma adına bir de telefon bağlantısı yapmaya kalkarlar. ne var ki telefondaki konuşmacı konuşmaya çalışır, konuşamaz. ekrandaki güçler demokrat ve ilericilik adına mensup oldukları ulusu belirtme gereği duymadan ulusalcı lığa da hakaret ederler. bunlar kelimenin tam anlamı ile ne oldukları belirlenemeyen türlerdir.
adamın biri kalkar hangi Atatürk diye kitap yazma cesareti gösterir. tüm dünyanın tanıdığı, Atatürk'ü tanımamış, utanmadan hangi Atatürk diye soruyor. aslında eleştirmek bir haktır. ancak durup dururken bu ülkenin kurucusuna, (ki o, tüm Sakarya'da, Çanakkale'de, Dumlupınar'da velhasılı bu ülkenin kurtarılmasında tüm emeği geçenleri, şehitleri, gazileri simgelemekte) ayyaş demek saygısızlık ötesinde bir edepsizliktir.
ŞTE ATATÜRK'ÜN 15 YILDA KURDUĞU FABRİKALAR!
1-Ankara Fişek Fabrikası (1924)
2-Gölcük Tersanesi (1924)
3- Şakir Zümre Fabrikası (1925)
4-Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
Atatürk'e karşı olmak. Adam " siz de Atatürk'e laf söyletmiyorsunuz." dedi. Atatürk'e elbette laf söylenir. Ancak, Atatürk'e söylenecek laf, laf olmalı, ki o laf söylene bilsin. Yoksa her laf Atatürk'e söylene bilir mi? Elbette her laf Atatürk'e söylenemez. Söyletilmemsi de gerek. Bunu beceren Osman Pamukoğlu, bir canlı yayında konuşmak için konuşan millet vekiline gereken cevabı verdi.
Bu zaman diliminde Atatürk'e bunca karşıtlık niye? İlk okul ve orta okul talebeleriyle yaptığım bir sohbette tek bir öğrenci bile Atatürk'ü sevdiğini
söylemedi. Neden diye sorduğumda, biri "neden hep Atatürk diyorsun." dedi. Bir diğeri; inkılap dersinden geçer not almam gerek." dedi. Ama hiç biri Atatürk'ü sevdiğini söylemedi. Hemen hemen hepsi, "Atatürk, tek başına mı savaştı, hep Atatürk'ten bahsediyorlar." Öyle ki bu durum çocuklarda bir Atatürk fobisi oluşturmasının ötesinde, Atatürk konusu onlar için adeta ikrah noktası oluşturmuştu. Bu durumda bu çocuklar nasıl bu hale geldi diye düşünmek gerekmez mi.?
Çocuklara, "Atatürk'ün tüm şehitleri, gazileri, savaşlarda savaşanları temsil ettiğini, bunun ötesinde mazlum milletlerinde özgürleşmesi için nasıl mücadele ettiğini, tüm bunlardan dolayı Atatürk'e T.B.M.M' nin Mustafa Kemal' e Atatürk soy adını verdiğini biliyor musunuz " dediğimde, çocuklar bunu bilmediklerini söylediler. Atatürk' ün "özgürlük" simgesi olduğunu, hatta özgürlüğün dahi ne olduğunu bilmiyorlardı.
Konuyu bir öğretmen ile paylaştığımda, bana: "Atatürk' ü sevdirme yönünde bir bilgi ancak öğretmenler tarafından çocuklara aktarılabilir." dedi. Kendisine hak vermemem mümkün değildi. Buradan da anlaşılıyor ki, eğitim adı altında verilen bilgiler Atatürk'ün hedeflediği tam bağımsız bir ülkenin bireyi olma bilinci ile yetişen vatandaş olma şiarı dışında bir eğitim modeli, bireyi hızla köle ve teba durumuna indirgemekte. -Ki bu nedenle bu zaman diliminde Atatürk'ü anlamak değil de ondan hızla uzaklaşmakla tecelli eden bir fikri kargaşalık ortamı oluşmuştur.
aşk
dediğin biter
mi
bir kere aşık olmaya gör
alır götürür seni
Vatandaşa hain diyen bi adam,
Nasıl olur söyleyin başkan,
Şu an Cumhurbaşkanı olan bu adam,
Kendi kendisini tarif ediyor ulan.
Bir adam, bir adam düşünün ki bir adam,
Aydınlatıyor tek başına karanlığı
Aldırmadan olan bitene,
Yürüyor karanlığın üstüne üstüne.
Bir adam, bir adam düşünün ki,
kutlarım hayatın acı acayip yönleri çok duyarlı kaleme sağlık. rabbim rezillikten ırak eylesin P:PEHLİVAN
kutlarım güzel anlamlı bir şiir okudum tam puan ben PERİHAN PEHLİVAN her yorumda başka ad çıkıyor az önce başka şiirlere yorum yaptım sizin isminiz çıktı şimdi size yorum yapıyorum bu seferde başkasının ismini görüyorum on günü aşkın antoloji bu işi düzeltemedi.
anlamlı olmuş. sevgive ayrılık güzel vurgulanmış. kaleme sağlık.Perihan Pehlivan.