Dolaşın memleketi köyü ilçeyi ili
Tanışın insanlarla merhabadan öteye
Hangi derde ağlıyor koku saçar mı gülü
Konuşun insanlarla sohbetinden öteye
Öyle rasgele değil kılı kırk yarıp seçerek
Analar evlat doğurur
Dertlerini çeken benim
Gönüller aşkı yoğurur
Mayasını çalan benim
Bu aşk tözde tende değil
Gözlerdir duyguya tercüman olan
Sevince parlayıp kedere dolan
Gözlerdir encamı haleti hissi
Sözlere sığmayan anların sesi
Elinden su içilmez
Sevgi vefa biçilmez
Ecel olsan geçilmez
Hayrın kime güzelim
Gözün gönül kavurur
Adımlarken hayatın son güzünü
Damgalarmış nişanıyla yüzünü
……………Elinden tutup da mı kaçıracak
……………Çift kanat takıp da mı uçuracak
……………Hışmını çakıp da mı göçürecek
Yol meleğin açar mahşer düzünü
Doğruya iz süreriz, yanlışa basa basa
Biri yol erkân dese, süzeriz kasa kasa
Bu kibirli tavrımız, sehpaya kafa asa
Görmesini bilene, ibret dolu dünümüz
Dur, daha dur! İnan ki, bunlar iyi günümüz.
Tek damara süzülürken yağımız
Ölümüz bir neden ayrı sağımız
Belleğine sağlam nat mı sayarsın
Kin dolgulu düşünceden dağımız
Göğümüz bir yerimiz bir yerinme
Er sözüyle başlar cazgır beyana
İki yiğit çıktı bakın meydana
Ne olurdu kalsaydın bu meyanda
Ama nerde her ortamı fitlersin
Ağla sızla at taklanı dolanma
Bağrından şevkle çıktı; lokomotifiyle tren.
Baş makinist kitlendi: ülküdeki gönence.
Yolcular da umutla, ortak oldu sevince.
“Kesmez bizi” diyordu; “ne arıza ne de fren,”
“Geçilecek o makûs, tâlih denen dönence.”
Demokrasi bol geliyor bize bol
Egemenlik ne ola ki pazarda
Vatandaşı ayırmadan sağ ve sol
Uç vereni dilimliyor hızarda
Ne o bizim ruha uydu dün bugün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!