Her işini kendin yapabiliyorsan!
Kendin alıp, kendin satabiliyorsan!
Yalnız hayattan tat alabiliyorsan,
Kır insanları anasını satayım kır.
Kafanda taşımıyorsan hiç bir sorun.
Düşmanlar göründü Kocatepe’den,
Afyon ellerini yakıp yıkarak...
Yürüdü yiğitler çıktı cepheden,
Bilendi düşmana yumruk sıkarak...
Takvim Ağustos’un yirmi altısı,
Hacdan zemzem değil virüs gelince,
Umutlar yeşerdi laboratuvarda.
Boğazları sıkıp ciğer delince,
Umutlar yeşerdi laboratuvarda.
Virüsün adına dendi Korona.
Köyüm iki dağ arası,
Yoksuldur yoktur ovası.
Göçüp gitmişler gençleri,
Yaşlıya uzak yaylası...
Yaz gelir çekip gitmez kar,
Asildir tarihin dillere destan,
Gönüllerin aşısın sen Küçükkuyu.
Süslenir kırların sanki gülistan,
Körlere şaşısın sen Küçükkuyu.
Koylarında yatlar süzülüp yüzer.
Enginlere sığmaz göğe ağarsın,
Yağmuru bekleyen gülün müyüm ben?
Rüzgâra dayanmaz hırçın yağarsın,
Seline kapılan dalın mıyım ben?
Bırakıp da beni ele karışma.
Her canlıyı kutsal sayan,
Hak’tan ermiş bize Kuran.
Gönüllere şefkat yayan,
Huzur sermiş öze Kuran.
Muhammed’e “Resul” demiş.
Kuşlar özgürlüğü çok severler.
Yuvalarını kendileri yaparlar.
Rızklarını kendileri temin ederler.
Uçtukları için hep kıskanılırlar.
Sessiz uçarlar, sessiz ölürler.
* Biter mi sandın senden arda kalan son düşüm?
- Şimdi sanki çaresiz sensiz ürkek bir kuşum.
* Adını ağaçlara süslesem üşür müsün?
Hangi kaygı hafifletir
Başıboş yürümekten
Ve hangi zaman alıkoyar seni
Taş taşıyan yürekten.
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık
güzel hatıralar dile gelmiş kaleme sağlık