Şehr-i vücud uyusa da gönüller uyanık
Kimbilir hangi gönül kırgın, hangisi yanık?
Ve bir hayat ki bir gri renge boyanık.
Hayat filmimde tek suçlu benim!
Çöllerde yalnızım, çöllerde sanık.
Sustum,
Ruhumun gölgesinde seccadem ıslak...
Kahrımızı sen çektin ey anne toprak!
Semada ışıl ışıl yıldızlar uyanık
Kim bilir hangi yürekler yanık?
Şiirler yazardım yağmurlu bir günde
güneşin darılıp gittiği bir akşam üstü
Ve bir kadın çıkagelirdi gözleri yaşlı
bakışlarına konardı ürkek bakışlarım
ve bir kadın çıkagelirdi gözleri yaşlı.
Yüreğim demir aldı zamandan
Gözlerimde senin hayat belgeselin
Ve hâla elimde sanki minicik elin.
Ne zaman büyüdün de
Üniversite yollarına düştün oğlum!
Hüzün gözlüm!
Gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
Hüzün damlıyor kirpiklerinden
Yüreğimi kanatan bir şey var bakışlarında
Ölümcül bir çiçek veya zehirli bir gül
Öyle masum, ıslak ıslak bakma!
Huzura göç var günlerden cuma!
Sığırcıklar konar, gönül burcuma
Surlarda Al bayrak, minarede ezan
Ne de güzel yakışmış benim yurduma.
Saffet Çakır
Bir ezan vakti gibi, hep öyle kal!
yüreğimin bir köşesinde
sımsıcak kalsın yüreğim
bir ilkbahar sabahı gibi
göçmen kuşlar cıvıldasın
leylakların kokusu yayılsın buram buram
Hep ufukta bir inşirah bekleriz ya Rab!
Müntekim ismi celâlında açılsın bir bab.
Bir nusret göster, bir fetih ışığı gönder
Aşkına, zalimleri baş üstü ters dönder.!
Gönder ebabilleri gönder
İçimizden ötelere akan bir nehir vardır
Yüreğimizde tüten bir şehir vardır.
Vuslat ki dilde yeşeren bir taze gonca
Ey gönül bekleyen belki sermed-i yârdır.
Hasretin eleminde yüreğim hardır
Sessiz bir kar çiçeğiydin ıssız dağ başında
Yüreğim usul usul, demir aldı yerinden
Sen hâlâ gözlerimde bir gelinlik yaşında
Hangi ruh duydu seni benim kadar derinden.!
Biliyorum ne sen bana yâr, ne ben sana yâr!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!