Ah..! Şimdi seninle;
Issız bir dağ başında
Bir soğan ekmekle iftar açmak vardı
Dardı bu sevdanın yolları dardı
Hasretin içimi sardı...
Neylersin dağların ardı kardı...
Memleket yüreklim!
Buram buram toprak kokar yüreğin
Bir kuş düşse dalından,
bir çocuk ağlasa üzülürsün.
Kar yağsa vatanıma uzaklarda üşürsün
Kader, yüreğini yüreğime
İçimde vaveyla ve derbederim
ıslanır kirpiklerim bir senin için
Bir selâmın gelse biter kederim
Gel de bu halimi gör senin için...
Yazgımda gözyaşımı meğer silmek var
Seneler geçti de hala dargınsın
seni çözemedim, sen çöz istersen
önümden geçiyor ömür kervanı
son kez olsun söyle bir söz istersen.
Kalsın içimde gizemli kokun
BEKLE İSTANBUL!
Mendilim elimde, bavulum hazır
Koyuldum yavaşça yola İstanbul
Yüreğinde bir yer aç, sevdaya nazır
Muhtaç etme beni güle İstanbul!
Belki bir gün
yedi verenler açarken
çıkar gelirsin haber vermeden
gün dağlara ermeden.
Serengetinin gizeminde
Ben sana şiirler yazsaydım
Bir kayısı ağacının altında
Kuş cıvıltılarının senfonisiyle
Bir nehir kenarında
Gizlice gelip kapasaydın gözlerimi
Ellerinden tanısaydım seni
Aldırma! Ey gönül
Bu ayaza bu kışa
Bu aşılmaz yokuşa
Tipi boran olsa ne çıkar
pul pul taze yağan kar sende.
Küsmüştün hayata, başını eğip
Saati son defa kurdunda gittin.
Bir kurşun misali kalbime değip
Zambaklar açarken vurdunda gittin.
Kan çiçeğim hala sıcacık yerin.!
Ey yâr!
Dağların ardı kar
Ne sende Leyla’nın vefası
Ne bende Mecnun’un sabrı var.
Mevsimim zemheri, yollarım ki dar
Benim faran dağlarında ümitlerim var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!