Muttasıl oldum cezimsiz düşüncelerime
Dört elif miktarı her dem çekerim bir ah!
Lafzetullahın aşkına hamd ile ram oldum
Meçhul bir gurbete belli ki idğam oldum.
Ne kadar dudak ihfası yapsam da nafile
Bilmiyorsan eğer hak hakikati
Bütün ilimleri bilsen ne yazar!
Dosyalar elinde bekliyor ati
İpekler içinde ölsen ne yazar!
Aydınlığa çıkar her yolu Hakk'ın
Sevda çaredir derler gizli derde
Aşk pınarın kurumasın sevdiğim
Aslanın kükreyip gezdiği yerde
Kirli çakal ulumasın sevdiğim.
Bana bir şey söyle sevdadan yana
Hicranlı hayatın içinde, niçin?
Ey gönül başlıyor ruh ile göçün.!
Aşkın hamurunu yoğurmak için
Damla damla düşer köz yüreğime.
Onsuz yaşamak beyhude boşuna
İçimde açan gülün rengi kırmızı
Kim bilir hangi kırmızı bir yürekte sızı!
Ve ben göz yaşlarımla ıslattım nice ıssızı
Gül duymazsa bülbül olsan ne çare!
Gülüm, sessizliğin ölüm !
Bir güvercinin gözlerinde saklıydı gözlerin
bir suyun berraklığı kadar aydın yüreğin
gök mavisine dokunur ruhum, ruhunla
bir ateş damlar içine insanın zamanla
Elvan kaşların mürekkepten düşen damla
Anla beni toprak kokulu köylü güzeli anla!
Seninleydi ilk yağmura tutulduğum
Ah yürek düşüm!
yıllardır yörüngen de dönmüşüm.
Anadolunun bir köyünde seninle
Yaşamak isterdim...
Kırlarda koşmak isterdim seninle
Mahdut zamanlarda yaşıyorum
Taze bir çiğ gibi düşer gözyaşım zamansız
Saklım da kabuk tutmuş yara kanar amansız
Dümeni kırık gemi limana varır mı dersin!
Bir çöl yalnızlığı misali, içimde kedersin.
Her dert ki bir risaledir, bilene!
O mânâyı çözüp, gözyaşını silene.
Vuslata gönülden gizli bir sevgi sızar
Başkasına açsam derdimi sahibi kızar.
Saffet çakır
Özgür iradenin resitali gibiydi bakışların
kör kütük düşüncelerin pençesinde ben kıvranırken
sen hâla gamzelerinde dantel örüyordun baharın.
Bilmem ki damlar mı yüreğinden bir eski sızı
ve süzülür mü gökyüzüne kızıl zambakların
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!