Değişti dünyamızın düzeni,
Attılar bizi Kafdağı’nın en dip köşesine.
Baktık hep bizden olmayanların yüzüne,
İmrendik birer birer hep,
Ne bekledi hayattan neler verdi elimize.
Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıkla dolacak kalbimin içi.
Geçiyorum mevsim gibi kapından,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çığla.
Rüzgârla savrulan adını duydum,
Bir akşam vaktiydi,
Gecenin koynunda sessizce süzülen hüzün,
Şehrin kirli pencerelerinde asılı kalmıştı.
Yorgundu sokak lambaları,
Ve kaldırımlar
Sanki bin yıldır yürünmemiş gibiydi.
Her zaman düşlediğim gibi,
Dün de düşledim o ela gözlerini.
Apansız bir geceydim,
Sensiz, avare...
Sensizlik bir çareyken,
Düşünüyorum… Ya olmasaydı,
Onca anı sensiz kalsaydı?
Aşkı tattım her bakışında,
İnan, ne anlamı var olmasaydı naaşımda.
Böyledir kader dedik her defasında,
Şu Ekim ayında,
Ömrümün hazan vaktinde
En güzeli halin,
En kul hâlimle severim seni.
Ömrümün en çağında,
Ela gözlüm, ince bellim,
Raks ederken eriyorum,
Acılarla yanarken içten içe,
Her yerimden sen dökülüyorsun.
Nedir, ne değildir bilemiyorum,
Seninle doğdu her sabah
Gönlümde gün ışığı gibi
Bir bakışınla yeşerdi aşk
Kurduğum her düş senin gibi
Bir gülüşünle durur zaman
Allah’ın bana vermiş olduğu,
En güzel mutluluksun sen.
Sen ömrümde değil, hayatımdasın,
Bedenimde değil, ruhumda tattığımsın.
Allah’ın vermiş olduğu en güzel mutluluksun sen.
Ömrümde gördüğüm,
Hayatımda tattığım,
En güzel günüm,
En güzel eşime…
Hasretle beklediğim günü kimse bilmez,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!