Bir tükenmez kalem olamadık,
Ömrümüzün başına bir tükenmez koyamadık,
Sonsuzla çarptıksa da yaşamı
Ölüme çare bulamadık...
Top sandık dünyayı
Delisin sen
aşkın ve sevdanın delisi.
Ruhuyla, yüreği ile kucaklayan,
çılgınca sarıp sarmalayan
bir delisin sen...
Korkularımla gizlediğim,
Gitgide daralan bir oyun bahçesi
Ve uçurumlarda bir kız;
Elinde bir dilim ekmek,
Bir tutam acı biber,
Bekleyip durur yorgun sokağın başında! ..
Gülümseyerek başlamıştınız güne dün
Açılan kapılardan sevinerek girmiştiniz
Bugün yoksunuz, tüm kapılar kapalı
Yer-gök karanlık, yolunuz yangın yeri...
Işığınız kısıldı, karanlık ölümün koluna girdi
Ey geceye kör algılarım,
Ey usa sığmaz, dile yakışmaz sözlerim,
Güz yelinden kırılmış dallarım,
Hepinize küstüm gidiyorum! ..
Ey duvarlarına keder asılmış odalarım,
Sana baktığımda sayısız çiçek açıyor gönlümde,
Adını koyamadığım binlerce güzellik geçiyor aklımdan;
Yeni ütopyalar doğuruyor gökyüzüm,
Yeni yakamozlar düşüyor denizin aynasına!
Seni bırakıp gittiğimde gözlerim buğulanıyor,
Bakma be dostum!
Dilimden düşen talihsiz söze
Yürektir aslolan
Kemiği yok ki dilin
Kırılsın beli! ..
Gönlünde sayısız zenginlik
Sen tarihtin, sonsuzluktun
Yolun yol, aklın akıldı
Eşsizdin, benzersizdin
Aydınlıktın…
Bir şans verilse,
Bir dilek tutmam istense
Değiştirirdim dünle-bugünümü.
Çizerdim kaderimi yeniden
Geçmişten çalıp zamanımı
Koyardım yarınlarıma...
Bakışımı değiştiriyor, tanınmaz kılıyor yüzümü eylüller
Dar geliyor gözlerim kirpiklerime her sonbaharda
İfademde anlam kargaşası, korkularım asılıyor duvara...
Sararıp da toprağa düşen her yaprakla
Ruhum bedenimden ayrılıyor




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!