SUÇLUSUN
Bir gün aşk vücudumuzun içinden çıkıp bize hesap sormayacak mı?
Ben sana çok önceleri geldim ama sen ne yaptın?
Bu gencecik vücudu harap ettin demeyecek mi?
Eve kapandın, kulaklıkları bastırdın kulağına,
Sadece sevilmek ve sevmek
Ancak bunlar giderken /karışırken
Toprağa götüreceğimiz şeylerdir.
Bazen ne kadar giderken götürsek bile
Bizi hatırlayan kalplerde
Mutlaka kalıntısı kalır....
Ben yalnızlığımı sigaranın ucunda küle çevireyim
Birazdan içeriye,
Yanınıza gelirim...
Rıdvan Cankiç
Platonik aşklar tek başına oynanan oyunlar gibi.
Asla kaybeden olmuyor
çünkü kazanmak için başlayan da olmuyor...
Rıdvan Cankiç
Artık yeter!
Derhal rüyalarını bana ver!
Ben onlara çok iyi bakarım.
Hatta kendimi içine bırakır,
Beni görmen için,
Geri sana veririm.
Gece gibi saçlarını ne kadar da çok severdim.
Saçların ayaklarıma dolanmasın.
Ben onları omuzundan aşağıya tül gibi aktığı zaman daha çok seviyorum.
Severdim saçlarını daha seni tanımadan.
Arkanda dururdum mahallede yürürken.
Bu gün o kadar yorgunum ki.
Sabah penceremden içeriye girmesine izin verdiğim
O rüzgârdan rahatsız olduğum halde
Kalkıp pencereyi kapatmadım.
Bir süre daha içeriyi buz gibi yapmasına izin verdim.
Ancak o zaman uyanık olduğumun farkına vardım.
Genç kız, kendisine bir defasında
"Gökyüzünde yağan yağmurdan
Neden rahatsız olmuyorum biliyor musun?
Her damlasında sen bulutlardan düşüp
Yüzüme ve saçıma konuyorsun.
O yüzden yağmurdan hiç kaçmıyorum” demişti.
Depreme dayanıklı bir kalbim var sanıyordum...
Sen gidince test etmiş oldum.
Meğerse hiç de sağlam değilmiş...
Rıdvan Cankiç
Keşke büyürken çocukluğumuzun da elinden tutsaydık.
Kaybolduğumuzda onu takip ederdik.
Hata yaptığımızda onu uyarırdık.
Yanlış kişiye aşık olunca,
Onu sıkı sıkıya tembihlerdik,
Büyüyünce bu insandan uzak diye…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!