Seni yazarken ellerim hiç titremiyordu.
Senin adını söylerken de sesim hiç titremiyordu.
Sana sarılırken kollarım hiç ağrımıyor,
Bedenim hiç üşümüyordu.
Seni öptüğüm anda hiç susamadığımı biliyor muydun?
Sen yanıma gelince nasıl kış mevsimi bahar oluyordu.
Bazı arkadaşlıklar vardır ya;
Öyle ki, eline bile almaya kıyamayacak kadar hassas canlılar gibidir.
Dokunsan ölürler.
Hani şu bir günlük ömürleri olan kelebekler gibi.
Bazen de bu arkadaşlıklar sanatçısı ölmüş,
Yıllara güçlükle meydan okuya bilen
Seni düşünmekten uyuyamadığım geceleri
Bir geceliğine senin gözlerinle değişebilir miyim?
O zaman anlarsın halimi…
Eğer yağmurlar aşk olarak aksaydı
Birlikte yürürken şemsiyemi kapatırdım
Eğer musluklardan aşk aksaydı
Yediğim içtiğim her şeyde kullanırdım.
Eğer musluklardan aşk aksaydı
Bütün meyveleri onunla yıkardım
Bazen aşk önünden geçer,
Fark etmezsin.
Daha sonra bir başka zaman,
Tekrar geçer,
Fark edersin.
Ne mi değişmiştir?
Öyle bir bakardın ki
Geceye ait ne varsa yaşatırdın
Mehtap, bulutlar, ay ve yıldızlar...
Gözlerini kapadığında sen uyurdun...
Ben ise akşamın soğuk karanlığını yaşardım.
Odama önce bir gir,
Sonra tekrar çık.
Her girip çıkmanda ellerimi tut.
Sonra da bir kere hayatıma gir.
Daha sonra tekrar hayatımdan çık.
Sonra ellerime bir dokun.
En güzel şeylerin arasındaydı seni sevmek,
Ve en güzel olanı da seninle aynı yastıkta,
Aynı rüyada buluşmak,
Sabah kollarımın arasında,
Yüzün göğsüme dayalı,
Gözkapakların aşağıda olarak seni seyretmek…
Her gün yanımda olmayışının anlamını bulmaya çalıştım.
Tıpkı keşfedilmemiş bir adayı arayan denizci gibi.
Hani demiştin ya “çok güzel sarılıyorsun” diye.
Daha mı iyi sarılan vardı ki artık?
“Çok güzel öpüyorsun” demiştin.
Dudakların artık çok daha mı fazla sıcak?
İnsanlar yola çıkarken
Bavuldan önce iki şey alır yanına.
Bir gölgesini,
Bir de mutluluğunu.
Kalanlar geride kalabilir.
Çünkü öyle zaman olur ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!