Ben yalnızlığımı sigaranın ucunda küle çevireyim
Birazdan içeriye,
Yanınıza gelirim...
Rıdvan Cankiç
Senin olduğun sabahlar güneş.
Senin güldüğün anlar gökkuşağı.
Senin ağladığın anlar yağmur.
Saçların uçuştuğunda rüzgâr…
Öpüştüğümüzde yaz tatili.
Sana sarıldığımda teninde bahar.
Susadığım zaman bir bardak su içiyorum.
Sadece dilim ıslanıyor iç organlarım ferahlıyor.
Ama bir iki saat sonra tekrar susuyorum.
Yerine çay içiyorum ya da meyve suyu.
Ama her seferinde aynı şeyi yaşıyorum
Sana sarılmayı o kadar çok seviyorum ki.
Çünkü o sırada sol yanımda kıpırdanmalar oluyor.
Nefesim kesildiği için
Kelimler ağzımdan bir türlü dışarıya çıkmıyor.
Hapisteki mahkûmlar gibi
Dudaklarımın arkasında duruyor.
Ne kadar kötü geçerse geçsin
Yağmur alıyor götürüyor beni.
Bir rahatlama alıyor vücudumu
Ve bir o kadar uzun sürüyor.
Bu birler yağmur dinene kadar bitmiyor.
Akşamın gelmesini,
İlk önce hasretimi biriktirdim,
Kuşlara yem olarak atmak için.
Sonra tenime bıraktığın sıcaklığı söktüm,
Sen geldiğinde yeniden ısınmak için.
Saçımı hep uzun tutardım,
Ama kestirmeye karar verdim,
Sen geldin, merhaba dedin
Ve ben sevdim seni.
Sen geldin, ben elimi uzattım
Ve ben sevdim seni.
Sen geldin, bana “bir şey mi oldu? ” dedin.
Ve bende cevap verdim;
Melekler şu ara çok meşgul
Perilerde çok meşgul.
Ama ben bıkmadan
Her gün seni dileyeceğim...
Kim bilir belki gerçekleşir...
Senin nerede olduğunu soranlara
Ne diyeceğimi bilmiyorum.
O kadar çok adresin var ki bende.
Dokunduğun her yerde,
Yürüdüğün her sokakta,
Geçen gün yeni bir iş başvurusu yaptım.
Orada şöyle bir soru vardı.
Bağımlı olduğunuz maddeler,
Altında da nokta nokta nokta yerleri vardı.
Ben de YOK yazdım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!