Bu gün sesim o kadar kısık ki.
Hani telefonda ilk konuşmamızda,
Sesini ilk duyduğumda
Bana bir şey söylemiştin.
Neydi o?
Aslında gitmeyecektim
Kalacaktım ve yüzüne bakarak yaşlanacaktım
Aslında gitmeyecektim
Saçlarını okşayarak yaşlanacaktım
Aslında gitmeyecektim
Uyumanı seyrederek yaşlanacaktım
Kalbimi deniz attım.
Durduğu yerde işe yaramıyor,
Artık balıklara yem mi olur,
Yoksa senin ağına takılır,
Bilmiyorum.
İnce kıyılmış hüzünleri hafif ateşte kızartacaksınız.
İçine rendelenmiş kahkahaları,
Umutsuzlukları ve umutları koyacaksınız.
Yalnızlıklarınızı bir güzel musluğun altında yıkayıp
Gözyaşlarınızdan arındırın.
Eğer acı seviyorsanız
Cehennemde acı çekeceksin dediler!
Oraya gitmeme gerek yok ki.
Sen olmadığında ben zaten çekiyorum
O acıyı!
Elim kolum bağlandı,
Ama sadece sana.
Dilim damağım kurudu,
Ama sadece sensizlikten.
Gözlerim yollarda kaldı
Ama sadece seni özlediğinden.
İnsanlar ağaç gibidir.
Sevgiyle, yağmurla, güneş ışıklarıyla büyür.
Nefret ile hastalık ile de tükenir.
Tıpkı ağaç gibi…
Aşk şarabıysa yudumladığın sorun değil.
Ama markette satılan alkol şişesi ise,
Hatırlarmısın beni uyanınca / ayılınca?
Aşkın ideal, kalıplaşmış bir tanımı var mı?
Sanmıyorum...
Herkes başka seviyor...
Herkes sevdim sanıyor...
Bir süre sonra fark ediyor ki sevmemiş.
Sadece kısacık bir süreliğine hissetmiş.
Bana aşk makamından bir beste yap.
Notaların içinde sen senden bir şeyler olsun.
Birazcık saçlarından olsun melodinin içinde.
Birazcık dudakların olsun.
Bir iki tekrar da sıcaklığından koy.
Sonra gözlerinde olsun nakarat kısmında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!