Uçurtma olduğumda kuyruğuma mavi bulaşmıştı.
Kuş olduğumda ise kanatlarım mavi ile renklenmişti.
Seni öpünce ise içime mavi kaçmıştı.
Artık seni görünce mavi soluyorum
Mavi düşünüyorum.
Ben sana bana bir renk söyler misin dedim.
Sen ise gittin maviyi seçtin.
İyi de benim dünyamda mavi bir renk değil ki
Şaşırdın değil mi; dur anlatayım.
Mavi, ben gözlerine bakınca içinde gördüğüm ışıktır
Lütfen şemsiyeni evde unutma!
Dışarıda gene yağmur var
Ve düşen damlaların hepsi seni öpüyor.
Her yerini öpüyorlar.
Ve ben çok kıskanıyorum.
Sen gittikten sonra
O kadar kış gördüm
Fırtınalar yaşadım ki,
Buzdan bir heykel oldum.
Sadece dudaklarım sıcak kaldı.
Çünkü oradaki sıcaklığın,
Ve sen öyle bir kıvrılırdın ki,
Zamanı gelip de
Gerdanlığa dizilmeyi bekleyen bir inci gibi.
O yüzden benim hazinemsin.
O yüzden en büyük zenginliğimsin.
Dünyanın en güzel huzuru
Dudaklarım, dudaklarına kenetli uyumak
Tıpkı çölde susuz kalan bir gezgin gibi
Saatlerce günlerce içmekti seni.
Ve öyle birikmiş huzurlarım var ki
Hepsi de seninle ilgili
Dudaklarında ateş vardı
Gözlerinde nem
Kalbinin olduğu yerde ise kırıklar doluydu
Ellerim yetmedi onarmaya kırıkları.
Yetmedi kurutmaya gözlerini ellerim
Kırkından sonra sev beni.
Çünkü…
Öncesinde "Sev (dim) miş" sandı yüreğim.
Bir de sen sev beni,
Bakalım ne hissedeceğim.
Çünkü…
Bana ne yapıyorsun dedi.
Ben de meşgulüm dedim.
Seni özlemek ile meşgulüm.
Çünkü;
Benim tek meşguliyetim sensin.
Yeni bir mevsim ile geliyorum.
Seni soğuk rüzgârdan kurtaracak,
Kızgın güneşten koruyacak,
Hep yağan fırtınana şemsiye olacak,
Saçlarına konan karları eritecek,
Kalbinde gülücükler açacak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!