Hayatında sana ait o kadar şanslı şeyler var ki
Neler olduğunu bilmiyor musun?
Hadi gel beraber bakalım.
İlk önce terliklerin çok şanslı,
Çünkü sen eve girince kavga etmeye başlıyorlar
“Bu sefer önce beni giyecek” diye.
Bugün adımlarımı geriye attım
Sana rastladığım yollara, yerlere doğru
Yolda bir kaç anıya çarptım
Bir kaç hatıraya, bir kaç resme çarptım.
Havada asılı kalmış sözcüklere
Alfabenin içine saklanmıştım duygularımı
Senin dudakların ile
Benim dudaklarımın ardındakiler sarılsınlar diye
İyi ki varsın, iyi ki o alfabe dudaklarının arkasında.
Alfabe senin parmaklarına tutsak olduktan sonra,
Amirim?
Söyle Memur!
İki sokak ötede bir kadın ağlıyor.
Buna eminim. Birçok kadın ağlıyor.
Neden ağlıyormuş?
Terk edilmiş efendim.
Keşke ilacın olsaydım,
Bir tanede iyileştirirdim seni.
Ağzının içinde olmak
Diline sarılmak
Ne büyük huzur olurdu.
Bazı renkler sadece doğada var olmaz.
Mesela, mavi.
Başını kaldırıp gökyüzüne bakarsın
Mavinin sadece yukarıda olduğunu sanırsın.
Aslında beni bir tanışan
Mavinin içimde olduğunu görürsün.
Bana ikram edeceğin bir renk var mı?
Yalnız dikkat etmen gereken bir şey var.
Öyle her rengin, her tonunu istemiyorum.
Mesela:
Gözlerindeki ışığın beyazından ver azıcık.
Bir parça da bakışındaki derin maviden.
Geceye ait ne varsa yıkadım üzerimden
Karanlığı, umutsuzluğu, korkuyu ve yalnızlığı.
Sabah ile boyadım tenimi.
Üzerine mutluluk çizdim, gülücükler çizdim.
Tam fırçayı bırakırken,
Aklım sen geldin.
Senden sonra resimlere baktım.
Siyah saçlarını hayal edeceğim çiçeklere baktım.
Siyah yoktu!
Hepsi de rengârenkti, ışıl ışıldı.
Hepsini koklayamıyordum ama,
Eminim ki muhteşemlerdi.
Yanımda yokken nasıl mutluyum?
Hadi gel birlikte bakalım.
İlk önce resmine bakıyorum.
Sonra bir başka resmine
Sonra başka resimlerine…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!