Bana ait olan saatlerimi sana veriyorum.
Çünkü ben yönetemiyorum
Ne akrebi, ne de yelkovanı.
Bizim zamanımızı sen durdurur musun?
Durdur ki,
Ölene kadar aynı zamanda yaşayalım.
Taşın altına değil de,
Yastığının altına koysam kalbimi,
Uyurken elin oraya gider mi,
Sarılır mısın ona,
Rüyana alır mısın,
Kalbinin yanında uyutur musun?
Seni öyle iyi sakladım ki
Bir başkası sana bakar
Ve seni içinde görür diye
Öyle korktum ki.
İçinde adının harfleri olan
Seni minicik de olsa tanımak
Benimle saklambaç oynama!
Seni ne zaman arasam oradasın.
Hani şu hiç çıkaramadığım yer...
Artık ben de oraya geliyorum.
Birlikte saklanalım.
Ne zaman birlikte çıksak; bana,
Aç bakayım ağzını,
İçinde bana sakladığın bir söz var mı derdin.
Ben seni seviyorum derdim.
Ama ben senin dudaklarının arkasına hiç bakmadım.
Meğerse sen, " Elveda" sözünü saklamışsın.
Teninin kokusu
Sadece tenime işledi sanıyordum.
Evimin her yeri sen kokuyor.
Her gece eve geldiğimi sanırken,
Aslında sana geliyor gibi hissediyorum.
Hayatında sana ait o kadar şanslı şeyler var ki
Neler olduğunu bilmiyor musun?
Hadi gel beraber bakalım.
İlk önce terliklerin çok şanslı,
Çünkü sen eve girince kavga etmeye başlıyorlar
“Bu sefer önce beni giyecek” diye.
Bugün adımlarımı geriye attım
Sana rastladığım yollara, yerlere doğru
Yolda bir kaç anıya çarptım
Bir kaç hatıraya, bir kaç resme çarptım.
Havada asılı kalmış sözcüklere
Alfabenin içine saklanmıştım duygularımı
Senin dudakların ile
Benim dudaklarımın ardındakiler sarılsınlar diye
İyi ki varsın, iyi ki o alfabe dudaklarının arkasında.
Alfabe senin parmaklarına tutsak olduktan sonra,
Yalnızlık hakkında ne biliyorsun diye sormuştu.
Bir şey bilmiyorum diye cevaplamıştım.
Çünkü yanımda o vardı.
Şimdi ise o yok!
Artık biliyorum yalnızlığın ne olduğunu.
Onsuzluk/muş...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!