Öyle bir dişsin ki,
Öyle acıtıyorsun ki etimi,
Senden kurtulmak
Saçımın rengi için
Verdiğim karar gibi değil.
Doktora göre
Kışın buz gibi havada bile çok gülerdim.
Gülerdim çünkü, sen ellerimden tutardın.
Ve ben ısınırdım.
Şimdi sen yoksun,
Yüzümdeki çizgiler üzgün,
Gözyaşlarım yüzümde dondu,
İlk karşılağıtımızda "biz" ve "siz" demiştik.
Daha sonra oluşan tabloya "sen" ve "ben" dedik.
Yapmaya çalıştığımız şeye de "ikimiz"demek istedik.
Ama olmadı.
Sen gidince bana dedikleri şey
"O Yalnız" oldu.
Gözlerim görmese de yüreğini hissediyorum
Öyle güzel atıyor ki vücudunun içinde
Gözlerim görmese de buluyorum seni kalabalıkta.
Kalbini kırdığımda yere eğilip alıyorum avucuma.
Parçalara ayrılmıyor belki ama,
Elime alınca kanaması duruyor.
Keşke hiç tanışmasaydık dediğim akşamlar oluyordu.
Ama sabah olduğu zaman senden gelen o telefonla
Akşamları söylediğim o keşkeyi unutuyorum.
Tenlerimize sormak lazım,
Ya da bırakalım onlar konuşsunlar.
Biz onları dinleyelim,
Ellerimiz ile,
Dudaklarımız ile.
Taaa ki bıkana kadar,
Sana sarılırken saçların yanaklarıma değerdi
Bir kısmı da dudaklarıma.
Sonra kokusu dolardı ciğerime
Birden çoook sonra anladım ki
Ben sana değil
Saçların bana sarılıyormuş.
Dudaklarının arasındaki ses olsaydım,
Sürekli konuşur muydun beni?
Peki, ben alt dudağın olsaydım,
Beni sürekli ısırır mıydın?
Peki, ben üst dudağın olsaydım,
Sürekli alt dudağın ile,
Her zaman haddimi bildim
Ama sana aşık olduktan sonra
Bana adımı sorduklarında
Onu dahi bilemedim...
Aşk üç harfli,
Ama sen ve ben iki kişiyiz.
Önümüzdeki yıllarda
Bunu üç kişi yapalım mı?
Şöyle bizi gece yarısı uyutmayan
Yumuk elli bir şey...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!