SUÇLUSUN
Bir gün aşk vücudumuzun içinden çıkıp bize hesap sormayacak mı?
Ben sana çok önceleri geldim ama sen ne yaptın?
Bu gencecik vücudu harap ettin demeyecek mi?
Eve kapandın, kulaklıkları bastırdın kulağına,
Seni kalbimde yaşatıyorum.
Dilerim benim gibi bir ev sahibinden memnunsundur.
Sana kaçta geldin diye sormuyorum.
Kaçta gittin diye de sormuyorum.
“Seni çok sevdim ama
Beni aynı şekilde sevdin mi” diye de sormuyorum.
Usulca yaklaş,
Ve kulağıma fısılda.
Usulca yaklaş,
Ve elimi tut.
Usulca yaklaş,
Hepsine sen sindin bende kalan.
Kapıyı açarken dokunduğun anahtar.
Yüzünü kuruladığın havlu.
Ne kadar yıkansa da senin tenin kokuyor.
Çiçeler bile başka kokuyor evde.
Seninle birlikte açmışlardı.
Bir ateş vardır ya.
Hani kimseyi ısıtmaz.
Kimseye görünmez.
Kimseyi aydınlatmaz.
Ama seni içten içe YAKAR
Sen bana
Merhem bulayım diyene kadar,
Kalbimdeki yanık
Tüm vücudumu sardı.
Çok geç kaldın,
Çok!
EsKiden unutmamak için içerdim.
Artık her yudumda hatırlamak istiyorum
Dudaklarının rengini ve tadını...
Yabancı bir dil öğrenmek istedim.
Dudakların ile tanışınca,
Dilin ile tanışınca,
Artık yabancılık çekmiyorum.
Sanki seni, daha önce tatmışım,
Daha önce yudumlamışım gibiyim.
Bir aralar gökyüzü çok bulutluydu.
Ama hiçbir zaman o günkü gibi olmadı.
Onun öncesinde güneş tatlı tatlı çıkmış
Ve öğlene doğru yakacağı tenleri seçiyordu.
Bir iki sokak ötede randevu yerine gelmiş
Ayakta bekleyen sevgilileri gördüm.
Senin için söyleyemediğim sözler,
Ve bunlar için kullanamadığım harfler,
Dört mevsimi dolaşıyor,
Mevsimlere sığmayınca rüyalara giriyor.
Özel birisinin rüyasına denk gelirse,
Oradan hiç çıkmıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!