Bana gelirken içini de getirir misin?
Ne mi yapacağım?
Kendimi içinden çıkaracağım ki,
Bir gün ben ölürsem üzülme diye.
Aslında ben sana çok yakışırdım
Yanında gören de kıskanırdı.
Aslında benim aşkım da sana yakışırdı.
Sana aşık olduğumu gören seni kıskanırdı
Seni öpmemi sana dokunmamı o kadar severdin ki
Herkes kendisinde seni bulurdu
Zamanla yapmam dediği şeyleri yapar insan.
Bazen sever ve sevdiğini kıskanır,
Kıskanınca kötü düşünceler geçer kalbinden…
Gün ışığına taşımak istemez kalbini
Gece hesap yapar
Gece özür diler
Bugün yolda yürüyordum
Ve çok garip bir şey oldu.
Seninle birlikte yürüdüğümüzü hayal ettim.
Aslında sen yoktun henüz.
Ama ben gene de seni hayal ettim.
Sonra elime baktım, bomboştu.
Gökyüzüne sadece yıldızlar kıpırdanırken bakıyorum.
Hiç mutluluk veriyor mu sabahın beyazlığı?
Hiç sanmıyorum.
Sadece önümü görmeye yarıyor.
Dünyamın nasıl olduğunu sorsana bana bir kere…
Hadi sor… Sorsana… Ne Duruyorsun… Sorsana…
İçeri girdiğinde adını söyleyecek birisi yoksa,
Sana evden çıkarken kimse sarılmıyorsa,
Yatarken kolların boş kalıyorsa, emin ol yalnızsın...
Rıdvan Cankiç
Masallarda bana çok yakın duruyorsun.
Öyle ki,
Sanki bizim için yazılmış bir masalın kahramanlarıyız.
Şiirlerde bana daha yakınsın,
Çünkü her satırda gittiğin o gün var.
Gerçekte hangisi olmak isterdim bilmiyorum.
Yokluğunu içmek ve bitirmek isterim.
Benden sonra seni sevenler
Senin yokluğuna susamasınlar diye...
Rıdvan Cankiç
Isınmak ellerimi sobanın üzerine yaklaştırdığım o günler,
O çocuk günler,
O çocuk yıllar.
Tek sıkıntım sabaya odun, kömür taşımak olan o günler.
Haberiniz olsun
Sizi çok özlüyorum.
Su
Ne onsuz olabiliriz, ne de görüntüsü olmadan yaşayabiliriz.
Bazen sadece huzur bulmak için seyrederiz.
Bazen de buz gibi boğazımızdan içeriye göndeririz.
Bazen onu soğuk küplere çeviririz dolaplarda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!