Ayakkabıların kapımın önünde ise o gün hiç gitmedin demektir.
O gün kötü bir kâbus gördüm ve artık uyandım demektir.
Peki, neden yatağımızda değilsin?
Neden diğer odalarda da değilsin?
Yoksa hava almak için dışarı mı çıktın?
Seni bekleyeyim mi, gelecek misin?
Her şeyini geride bırak gel
Yalnızlığını, karamsarlığını,
Öksüzlüğünü, sıkıntılarını
Elbiselerini, gölgeni
Eski aşklarını, acabalarını
Korkularını, acemiliğini
Bana hep "dudakların sıcacık" derdin.
Gece gözyaşlarını kurutmaya geldim.
İyi ki fark etmedin.
Uyansaydın geri gidemezdim.
Hayat hakkında birçok zaman
Doğru bildiğimi sandığım şeyleri yaşadım.
Doğru yerlere gittim,
Doğru insanlarla konuştum,
Doğru sözcükler kullandım,
Doğru işlerde çalıştım,
Bu Pazar doğum günümdü
Aslında yalnızlığımın günüydü
Kutlamak için bir cafedeydim
Garson kız yanıma yaklaştı
İçerisi o kadar kalabalıktı ki
Bana dudağını ver.
Sonra içine sok beni.
Alt ve üst dudağının arasında tut
Azıcık da dişlerinle ez.
Ama çok canımı acıtma.
En azından kalbimi acıttığın kadar…
Elbet o çocuk büyüyecek,
Elbet o oyuncaklar mutluluğa yetmeyecek,
Sevgi şekil alacak ve adı özlem olacak,
Aşk şekil alacak ve adı el ele tutuşmak olacak,
Sonra oyuncakların yerine ihtiras gelecek,
Ve tutku gelecek,
İlk yağmur nereye dereye düştü?
İlk kim ıslandı yağmurda?
İlk kim yürüdü yağmurda?
İlk kim sarıldı yağmurda sevgilisine?
İlk kim üşüdü yağmurda?
İlk kim yağmurda sokakta kaldı?
Kalbime girmeye çalışma!
Sakın bunu deneme! !
Bütün kapıları kapattım.
Anahtarla iki defa kitledim.
Yetmedi, anahtarını denize attım.
Olur da tesadüfen açarsan eğer.
Seni içime gömmek istedim.
Düşündüm, olmadı.
Eğer yapsaydım
İçimde sadece sana konuşacaktım.
Ve:
Seni içime hapsetmeye karar verdim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!