Hükümetin Apo’yla pazarlık masasına oturması belli ki pek çok insanı, kurumu ve hatta devleti değişik yönleriyle rahatsız etmiş görünüyor. Rahatsız olanların bir listesi yapılacak olunursa eğer bu liste epey uzun olurdu. Uzun olanı bir kenara koyup daha kısa bir listeyle devam etmek de mümkün.
Meselâ Kürt sorununun çözülmesi yolunda atılan adımlardan kimler mi rahatsız? Öncelikle MHP rahatsız, çünkü onlar için bu ülkede Kürt yok. Kürt olmadığı için bir Kürt sorunu da yok. MHP lilere göre bir sorun varmış gibi ortaya çıkanlar bu ülkeyi bölmek peşindeler, yani vatan hainidirler. Bir tek kendileri, bir de kendileri gibi düşünenler vatansever…
Burada insanın ister istemez bazı sorular geliyor aklına: Mademki MHP liler bu kadar vatansever, neden o zaman Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki pek çok ilde il temsilciliklerini kaldırdılar? Bu bölgedeki siyasi faaliyetlerini sonlandırdılar? Hani vatan, doğusuyla batısıyla bir bütündü? Başkalarını vatanı bölmekle suçlayacaklarına önce bu sorulara mantıklı ve ikna edici bir cevap versinler.
Kendini başkalarından üstün görmek bir tür karakter zafiyetidir. Allah’ın yarattığını küçük görmek kişinin kibrini ortaya koyar.
Hiç kimse hiç kimseden yaratılış bakımından üstün değildir. Üstünlük Allah’ın rızasını kazanmak yolunda çabalayandadır.
Hiç kimse zenginliğinden, tahsilinden, toplumsal statüsünden dolayı bir başkasına üstünlük imasında bulunma hakkına da sahip değildir.
Kobani'de savaş (!) rayına oturdu. Her şey normal seyrinde devam ediyor. "Al gülüm, ver gülüm..." Her iki taraf da birbirlerine uzaktan uzaktan sözüm ona ateş edip duruyorlar.
Aslında bu Kobani olayı tam bir komedi... İşin savaş yanı yani...
Bir yerlerde birileri oyunu çok güzel kurmuş, sahneyi hazırlamış, aktörleri de belirleyip bütün dünyanın gözü önünde muhteşem (!) bir tiyatro gösterisi sergiliyor. O birileri kim? Bu her kesin bildiği bir sır...
Şimdi de PYD destekçisi oldular. Kimler mi hani şu kendilerine aydın diyen Hasan Cemal, Baskın Oran, paralelci Bülent Keneş, Oya Baydar vb. gibi karanlık beyinli müptezeller.
Bir bildiri daha yayınlamışlar millet çok da umursuyor ya bunları, hasretle ve özlemle bunların bildirilerini bekliyor ya. Onlar da yememiş içmemiş elerinde kâğıt kalem yeni bir bildiri daha peyda etmişler.
Neymiş efendim Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’de ne kadar yerel ve evrensel aktör varsa hepsini düşman ilan etmişmiş. (“Yerel” derken tabi ki PYD ve YPG’yi kastediyorlar.)
Kendilerine "devrimci" diyen 68 kuşağının sözüm ona solcuları temeli atılan ilk boğaz köprüsünü protesto etmişlerdi o zamanlar.
Sokaklarda "Kahrolsun Amerika, Tam bağımsız Türkiye," diye slogan atıyorlar ama ülkeyi ekonomik bakımdan ileri bir aşamaya taşıyabilecek yatırımları da bağımsızlık adına protesto ediyorlardı.
Şimdikilerin de babalarından hiç bir farkları yok. Bunlar da üçüncü boğaz köprüsüne, üçüncü hava alanına karşılar.
"Ak Parti'yi destekleyenler de gayri millidir," demiş Kılıçdaroğlu. Bak bak bak milliye bak.
Sen FETÖ'yü destekleyeceksin, PKK'nın aparatı HDP'ye her evden bir oy isteyeceksin.
Ülkenin korunması için yurt dışına asker göndermeye "hayır" diyeceksin.
Erdoğan'ın ve TSK'nın kurmay aklı ve stratejisinin ne kadar sağlam olduğunu bütün dünya bir kere daha gördü.
Bazı yorumcuların "Aslında HTŞ'nin Halep'e, Şam'a yürüme niyeti yoktu. Rejimin baskıları yüzünden sınırlı bir harekâta niyetlendi. Baktılar ki karşılarında bir güç yok devam ettiler," demelerine sinirden gülüyorum.
Evladım salak, geri zekâlı, kırda geziye mi çıkıyorsun? Her merhalesi inceden inceye planlanmamış olsa böyle düzenli ve koordinasyon içinde bu harekât yürütülebilir miydi? Bu nereden belli SMO Membiç’e Şam'ın düşmesinden sonra yürüdü.
Hani şu videocu mafya babası var ya kendisine 'reis' dedirten müptezel.
O işte... Pek çok benzerleri gibi 'ülkücülük' maskesi arkasına saklanıp bundan güç devşirerek yaşadı yıllarca.
Bu maskeyi kullanarak nice garibanın kanına girdi, malına mülküne çöktü, haram yedi, kim bilir nice insanın ahını aldı.
Filistin topraklarında, özellikle de Gazze’de yaşayan Müslümanlar, İsrail’in kuşatması ve ambargosu yüzünden çok zor günler yaşıyorlar uzun bir zamandır. Görünen o ki bu Siyonist mezalim epey bir süre daha sürecek..
Çünkü ne yazık ki Filistin topraklarının işgaline ve bu işgalde uyguladığı katliama İslam âlemi dün olduğu gibi bugün de alabildiğine bir duyarsızlık içinde.
Çünkü İslam âlemi işbirlikçi yöneticileri vasıtasıyla düşürülmüş olduğu bu Emperyalist, Siyonist kıskacın cenderesinde.
90 küsur yıldır bu millet size çok sabretti. Tek huzursuzluk çıkmasın, ülke karışmasın diye kan tükürdü “kızılcık şerbeti içtim,” dedi, sabretti. Her türlü pisliğinizi, melanetinizi, zorbalığınızı sineye çekti.
Ama yeter artık. Bundan böyle hangi dilden anlıyorsanız bu millet o dilden konuşacak sizinle. Bunun ilk örneğini 15 Temmuz’da görmüştünüz.
Evet, anladığınız dilden ama sizin gibi asarak keserek, işkence edip zindanlarda çürüterek, yalanlarla, iftiralarla değil, tam tersine anlatarak, göstererek, belgeleyerek kanunlar ve hukuk çerçevesinde yapacak bunu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!