Recep Akıl Şiirleri - Şair Recep Akıl

Geçtiğimiz günlerde gazetelerde A101'in patronunun CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu ile bir yatta gizlice buluştuğu haberi yayımlandı.

Bu buluşma sırasında A101'in sahibi Kılıçtaroğlu'na "CHP iktidar olursa her şey düzelir. Bu işi bize bırakın." mealinde bir şeyler söylemiş.

Bu haber ne kadar doğrudur bilemiyorum ama eğer doğruysa (ki ateş olmayan yerden duman tütmez,) zincir marketler olayı başka bir boyuta atlamış oluyor demektir.

Türkiye’nin İsrail’i vurmasını hasretle bekleyenlerimiz var. “Bir gece ansızın uçaklarımız İsrail semalarında bitiverse ve yüklendikleri bombaları İsrail kentlerine boşaltıp ortalığı kıyamet yerine çevirse ne güzel olurdu!” diye aklından geçirenlerimiz, hatta dillendirenlerimiz hiç de az değil... Böylece bu terörist devletin Filistinlilere yapmış olduğu zulmün öcü bir güzel alınmış olur, intikam ateşiyle yanan yürekler biraz olsun soğur huzura ererdi, diye düşünenler.

Evet, İsrail terörist bir devlettir. Özellikle ABD’nin ve Siyonist Yahudi sermayesinin de desteğiyle bölgesinde pervasızca kural tanımaz bir biçimde dilediği gibi davrandığı yetmiyormuş gibi BM başta olmak üzere diğer bütün siyasi platformların kendisiyle ilgili olarak almış olduğu hiçbir kararı tanımıyor ve zulmünü her geçen gün arttırarak sürdürüyor olmasına rağmen sırf İsrail’i cezalandırmak amacıyla bir gece ansızın silahsız insanların tepelerine ölüm yağdırmak ne kadar doğru bir davranıştır, velev ki bunlar Yahudi bile olsa…

Böyle bir davranış da bir tür zulüm değil midir? İsrail’in yaptığından ne farkı vardır? İsrail’in işlediği hiçbir insanlık suçu yanına kâr kalmamalıdır, hak ettiği bir biçimde cezalandırılmalıdır ama İsrail Devleti… İsrail Devleti’nin halkı olan Yahudiler değil… Evet, İsrail Devleti’nin işlediği cürümleri halkının içinden destekleyenler hiç de azımsanmayacak kadar çoktur ama bu durum bile top yekûn bir cezalandırmayı gerektirmez. Zulümden şikâyetçi olanın eline fırsat geçtiğinde aynı şekilde davranması ne kadar doğrudur, doğru mudur?

ABD başta olmak üzere Almanya ve daha başka batılı devletlerin İsrail'in soykırımını desteklediğini söylüyor olması aslında Türkiye'ye bir meydan okumadır.

Tüm bu açıklamalar Türkiye'nin daha ileri bir adım atmasını önlemek amacıyla aba altından sopa gösterme çalışmasıdır.

Aslında bu açıklamalar bile batının çaresizliğinin bir göstergesidir.

Türkiye, Mısır, Pakistan, Cezayir Vb… Tüm İslam ülkelerinde muhtıraları veren darbeleri yapan, isyanlar çıkaran, kargaşaları oluşturanlar hep aynı odaklardır.

ABD merkezli bu Siyonist şer odakları darbe planladıkları ülkedeki işbirlikçileriyle birlikte el ele vererek hemen hemen hep aynı taktikleri kullanarak bu darbeleri gerçekleştirirler.

İşbirlikçi vatan, millet hainleri olmasa bir ülkeye dışarıdan darbe yapmak iktidar değiştirmek kolay bir iş değildir. Başarmak için içeriden mutlaka yardım almak gereklidir. Yani kale içeriden fethedilmelidir.

Bilindiği gibi Hitler’in en önemli hedefi Sovyetler Birliği’ydi. Eğer Sovyetleri düşürebilirse bütün Avrupa’ya sahip olacak ve büyük ve yenilmez bir imparatorluk kuracaktı. Tabi bu iş o kadar kolay değildi ama bu hayalinden de vazgeçmiyordu.

Sonunda planlar yapıldı ve işgali altındaki Polonya üzerinden Sovyetler Birliği’ne saldırdı. Sonuç malum, Kiev önlerinde Sovyet ordularının efsanevi direnişi sonunda geri çekilmek zorunda kaldı ve Almanya için bu yenilgi sonun başlangıcı oldu.

Planlar yapılırken bazı kurmayları Türkiye üzerinden giderek Sovyetleri güneyden de kıskaca almayı teklif ettiler. Hatta buna zorladılar onu çünkü müthiş Alman orduları karşısında zayıf Türkiye’nin dayanamayacağını hesap ediyorlardı.

Kudüs peygamberler şehri…

Tarih boyunca sürekli ilgi odağı olmuş asla kimseye yar olmamış hasret şehri… Ve Vahiy kültüründen neş'et eden birçok medeniyetin beşiği…

Tarihin en eski medeniyetlerine yurt olmuş üç semavi dinin (Musevilik, İsevilik ve İslam’ın kutsal şehri…

Önce bizim işbirlikçiler zırlamaya başladılar. Ardından tabi ki Avrupa ve ABD...

Cem Özdemir denilen soysuz "Türk adaleti bitmiştir" mealinde bir söz sarf etmiş. Kendisinden bekleneni yapmış. Hiç dert değil.

Bağımsız Türk mahkemeleri Türk Milleti adına karar verir, Avrupa adına değil. İstedikleri kadar zırlasınlar, duymuyoruz bile.

Hükümet KDV indirimi yapıyor. Önceden açıkladığı için zincir marketler temel tüketim mallarına açıklamanın ardından en az KDV indirimi kadar (pek çoğunda daha fazla) zam yapıyor bir gün sonra da yaptığı zammı geri alıp güya indirim yapmış oluyor.

Yani hükümetin indirimini hiç edip kendi cebine kazanç olarak aktarıyor.

Denetimlerin de hiç bir faydası yok. Cezalar deseniz devede kulak.

Hükümetin bu zincir marketlerinin üzerlerine etkili bir biçimde gidemiyor olması istihdama olan katkıları ve büyük bir sermaye ile piyasada iş yapıyor olmaları sebebiyledir diye düşünüyorum.

Sadece perakendecilik yapmadıklarını biliyoruz bunların. Aynı zamanda satmış oldukları pek çok ürünün üreticileri.

Ama bu demek değildir ki hükümet hiçbir şey de yapamaz.

Ne zamandı bilmiyorum, geçmiş zaman… Gazetelerden birinin magazin sayfasında bir haber dikkatimi çekti. Okurken aklıma gelen ilk kelime "Günaydın" olmuştu.

İsmi lazım değil, yerli dizilerden birinde bir ailenin 17 yaşındaki kızları kendisinden yaşça çok büyük birisinden yasa dışı (gayri meşru) çocuk bekliyor. Tabi aile bunu öğrenince tepki veriyor ama sonradan bir hal çaresi aramaya başlıyor derken, kız bebeği doğurmaya karar veriyor.

Aile “Mademki kızımız bu bebeği doğurmaya karar verdi o zaman onu desteklemeliyiz,” diyerek kızın vermiş olduğu bu kararı onaylamak zorunda kalıyor. Kızlarıyla bebeğin babasıyla evlenmesi konusunu konuşmuyorlar bile. Evlilik bu aile için öncelik teşkil etmiyor. Konu bu minval üzere devam edip gidiyor. Haber bu dizinin seyircileri tarafından protesto edildiğiyle ilgili.