Recep Akıl Şiirleri - Şair Recep Akıl

Recep Akıl

Bir gece, vakit gece yarısına doğru Alabama Otoyolu'nun kenarında duran bir zenci kadın gördüm.

Bardaktan boşanırca yağan yağmura rağmen, bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu.

Geçen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. Onu arabaya aldım ve kente götürdüm. Bir taksi durağında bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi, verdim.

Devamını Oku
Recep Akıl


Eski Yunan’da, Sokrates bilgiyi saklaması nedeniyle saygıdeğer bir ün yapmıştı.
Bir gün büyük filozof bir tanıdığına rastladı ve adam ona

“Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” dedi.

Devamını Oku
Recep Akıl

Yağmurlu ve soğuk bir kış günü, yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.

- Eski gazeteniz var mı, bayan?

Çok işim vardı. Önce "hayır,"demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi.

Devamını Oku
Recep Akıl

Büyükçe bir parkın banklarından birinde orta yaşlı bir adam uzakta oynamakta olan oğlunu seyrediyordu. Bu sırada yanındaki boş yere bir kadın ilişiverdi usulca. Kaydıraktan kayan kırmızı tişörtlü çocuğu işaret etti:

-Şu kayan benim oğlum.

-Allah bağışlasın, pek güzel bir çocuk! Dedi adam. Salıncaktaki mavi gömlekli de benim oğlum.

Devamını Oku
Recep Akıl

Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yasında bir çocuk pastaneye girdi.
Garson kız hemen koştu. Çocuk sordu:

- Çikolatalı pasta kaç para?

- 50 cent.

Devamını Oku
Recep Akıl

Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı, beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan ayni hastalıktan mucizevî bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden antikorlar oluşmuştu.

Doktor durumu beş yasındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve

-Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı. Dedi.

Devamını Oku
Recep Akıl

Dede kurşun kalem ile yazı yazmaktadır. Torununun kendisini seyrettiğini fark eder ve yaptığı işe ara verip torununa döner ve gülümseyerek elindeki kurşun kalemi göstererek "Bak evlâdım, insan isterse her şeyden kendisine bir ders çıkartır. Elimde gördüğün şu kurşun kalem basit bir yazma aracıdır değil mi? Ama işte bu kalemde bile insan evlâdının öğrenmesi gereken 5 ders vardır" der ve devam eder:


“1- Bu kalem bir insanın elinde ne kadar harikalar meydana getirse de, o insanı yöneten de bir el vardır. O el bilinen bilinmeyen bütün kâinatta her ne varsa yoktan var eden ve var etmeye her an devam eden Allah'tır! (Azze ve Celle)


Devamını Oku
Recep Akıl

Allah'ın sevgili kullarından biri bir rüya görür rüyasında kendisine şöyle denir:

-Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç.

Sabah olunca dışarı çıkıp yoluna koyuldu gitti. Bir süre sonra karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine,

Devamını Oku
Recep Akıl

Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun en iyi öğrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi:


- Her gün okulu temizleyen hademe kadının ilk adı nedir?


Devamını Oku
Recep Akıl


Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı, "Biraz bekleyeceksin hocam, dedi. İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum."

Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaşlıca bir adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selam verdikten sonra, fırıncının tezgâhına yaklaşarak, "Ekmeklerimi alayım," dedi. Benim ikizler acıkmıştır."

Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgâhın altına eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört-beş tane çıkardı. Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgâhın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin şekli değişmiş, katılaşmış, taş gibi olmuştu.

Devamını Oku