Mesele , bırakman yada gitmen değildi sen olayı yanlış anladın galiba...
Ben.. boşluğuna alışamadım ... Artık sol tarfımı yokladığımda orda yoksun.. olmayacaksın ...
Alışırım zannettim epey bir zorlayacak sanırım ..
Neden kuruntular zihnimi sarıyor?
Sembolik bir mühür değildin kağıtlara basılan,
Kalbinin kelamı kahretti kişiyi,
Kesayet kurşunladı kafesinde,
Kindardın kelimelerin küfürdü,
kendini, kişilerde keşfetmek kutsaldı
Kamelyalarım kan kızılı,
Düşüncelerime göre şekillenen cennet misin?
cehennem mi?
Heybemde olan günahım mısın? Sevabım mı?
Sol tarafımda olan sızı mısın? Mutluluk mu?
Sen nesin? Rüzgar mı? Yoksa bulut mu?
Midasın ellerine sahip değilsin..
Artık dokundukların altına dönüşmüyor,
Değdiğin yerdeki , canlılık son buluyor,
Karanlıkta yürüyen, o yolcu sen misin?
Kalbin tutuklu bu diyarda,
Çözemedim kimyanı,
Ruhumu dönüştür simyan ile...
Eksikliklerimi bulup tart, mizan ile..
Hayallerimdeki umuda bir suikast eyle..
Gölgelerde beklersin ilk fırsatı,
Hüzün ve mutluluk bir yerde,
Düşmeden anlaşılmazdı,o derde,
Kulpu kırık bir fincanla, kederde,
Anlattıklarımız,bu kaosta ne kadar ederde?
Siyah ve beyazla bezenmiş bir hayat,
Kırgııın ruhumun üzerindeki ışığın,
Bıktııım karanlığındaki hüznünden,
Çıktıım beden denilen kafesinden,
Kalacaktııın hani ,bir gün gitmeden,
Hükümü yoktu gerçi gitmenin,
Bu kentin insanları sağır,dilsiz ve kör,
Bir ölüler şehrinde yaşıyorum.
Bir sürü insan lakin hiç ses yok,
Burası canlıların içinde bulunduğu bir nekropolis,
Hayatı değersiz görülen ve hayatına değer veren insanların beraber yaşadığı bir metropolis.
31 martta misafir olduğum Konstantinopolis.
Kaç zemheri görmüştü ömrüm,
Sözlerin kadar üşütmemişti gözüm,
Ayazda kalan donmuş bir közüm ,
Senden geriye kalan son sözüm.
Güç ile zehirlendiler üstadım , zaman onların tarafında hızlıca geçip gidiyordu da, yaşadıkları anları cok kısa zannediyorlardı mutluluktan. Belkide hata onlarda degildi. Bilemiyorum... nice krallar ve padişahlar görmüştü bu zaman, hepsini küle dönüştürmüştü. Dönüştüremedikleri ise ya mumyalamış ya da çürümelerine bile izin vermemişti.
Hani hazinelerinin anahtarlarını,40 devenin taşıdığı karunu bilir misin?
Üstadım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!