Denizde,fırtınalı bir gecede yolculuk eden bir gemi..
Yıl 1727...
Kaptan kamarasında ,seyir defterine şu dizeleri yazıyordu.
Ey benim limanım ,fener kulem , pusulam,
Bana kuzeyi gösteren kuzey yıldızım..
Görmeyen gözlerin,
Duymayan kulakların,
Gidemeyen ayakların olacağdım.
Gör,duy ve gidebil diye ..
Gül zannetmiştim dikendi,
Kül ederdi sözleri..bitendi,
Gel demezdi..hep iterdi,
Ben şarap zannettim, aslında eterdi.
Neydi elinde tuttuğun?
Günahkardın...bende günahsız değildim,
Dokunduğun tenlerden bir parça alırdın,
Acıtırdı dokunuşların,neydi yaşama sebebin?
Zevk almazdın bu hayattan kalbi kömür,yarım bir ömür.. canlı ama nefes alamayan bir ölüydün..
Dokunduğun duvarlarda adın yazılı,
Belki bir gün günbatımı'nı izleriz seninle,
Sen bana batık bir ülkenin hikayelerini anlatırsın,
İçinde çocukların hep güldüğü, yetişkinlerin olmadığı bir ülke...
Eski zamanlardan bahsedersin , insan sözlerinin çok değerli ve sözün senet olduğu o zamanlar .
Ah gene hayale daldım sana bakınca kusuruma bakma olur mu?
Bu şehir..kalbin gibi enkazlarla dolu,
Kurtarma ekipleri bir umut seni arıyor,
Umudunu kesen insanlar hayata devam ediyor.
Sahi neydi kalbini bu kadar harabeye çeviren şey?
İnsanlar mı anlamadı seni?
Hasretinden prangalar eskiten arif'i hatırlarım,
Bir insan ömrünü neye vermeli? diyen hasreti bilirim...
Kaç zemheri geçti bu merdümgirizlikte,
Elindekileri kaybetmenin kaçıncı seferi bu...
Hani bahçede lavantalar ekmiştin ya...
Gerçek ve hayal çizgisinin belirsizleştiği bir noktada buluşacağız seninle,
Sen hep bahsettiğin denizi gösterecektin bana, boğmayan ..yüzmeyi bilmeyen insanların bile korkusuzca yüzdüğü.. bütün canlıların renkli olduğu bir deniz..
Bense cebimde kalan hasar görmüş ,bir ayağı kırık çocukluğumu gösterecektim sana,
Hayal dünyanda iyileşir miydi çocukluğum?
Biliyorum güleceksin ama yinede söyliyeceğim.
Hep düşünürdün , içindeki huzursuzluğu,
Elem verici kederi dağıtacak bir el aradın,
Lenferdi bu hayat, her gün içten içe çürütüyordu.
Elindeki eski.. püskü... Bir papirus, anlamadığın.
Ne zamanı görüyordun ,nede sesleri duyuyordun.
Hani insan kendine yetebiliyordu? Kendisini, kurtaracakti yine kendisi. Varolşsal sancılardı ya hani hayat. Neden bu iç çekiş? , neden bu karanlık? , neden bu hiçlik ortasındaki yalnızlık?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!