Şimdi gitme vakti çocuk
Artık kanatlarını takma vakti…
En sevdiğin oyuncağı yanına alıp,
Cennete uçma vakti..
İki yakası bir araya zinhar gelmiyordu Dünyanın
Kavuşamadık
Özlem SABA
içime birden bir umut düşüyor.
ve düşümde uyanıyor martılar.
balıklar da terk ediyor akıntıyı.
ve ben Ay'a sürüyorum yüzümü
yere iniyor yıldızlar...
Çok öncelerden tanıyorum sanki sizi
Eski bir çarşıdan
Henüz işportaya düşmemiş
Fakat sırasını bekleyen
Bir bir yanıp sönerken şehrin ışıkları
Ay suskun
Yıldızlar uykusunda
Biz seninle baş başayız
Düşler rıhtımında
bırakın beni,
düşmeliyim!
bir güzel düşmeliyim.
daha güçlü kalkışlar için,
ben de düşmeliyim ...
Ve bir gün düşündü Bilge kişi
Bazı yollar gözler tamamen kapalı yürünürdü
Açık gözlü olmaya çalışmak, büyüyü bitirirdi
Bazen insanlar sevilmediği için değil, hiç umut olmadığı için de değil, Beklentiler karşılanmadığı ve hiçbir zaman karşılanmayacağı için hiç değil, Cesur olamadıkları için terkedilirdi
İnsan bu
Ne yapsa
Ne yana dönse, Aşkı görüyor her yerde
Sevmesini bilirse
İster puslu havada
Öyle yorgunduk ki
Düşlerin, uçurum ağzında bekler olduk mezarcıları
Kazsa da birileri, yatsak uyusak diye
Isınacak soba
Paylaşılacak katık vardı da
Ben ellerini tuttum
Ellerimi tuttu sanırken
İçindeki boşluğa düşmüş, anlamsızca yuvarlanıyordum
Ve şu göğsümün ortasında saplı duran Özlem'in kim ve kime olduğunu bilmesem
Neredeyse kurşun yedim sanacaktım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!