at kestaneleri gibiydi.
canıma batıyordu varlığı
ama ben yine de
derinlerde bir yerlerde
yemişler düşlemiştim türlü türlü.
Akşam üstüydü.
Gün gitmiş, hava kararmıştı.
Tuhaftı…
Bu mayıs akşamında fırtına ne geziyordu?
Bu telefon neden bu kadar acıklı çalıyordu!
bir şeyler değişiyor,
biliyorum...
derinlerde bir yerlerde,
ismim fısıldanıyor,
duyuyorum...
(Ressam Mustafa AYAZ Hocama)
hangi anına yetişemedin zamanın...
hangi bezgin renkler
bir çakmak yanığı beyazına
Şimdi ben kalkıp mutlu olsam
Hızla kirlenen ve betonlaşan bir dünyada
Şu tarumar ettiğimiz doğada yaşamaya çalışan minik dostlarıma
Yananlara
Açlara
bakışlarımızı bakışlarınıza astık bayım.
hadi!
bir tekme vurun da sandalyeye ,
aşktan ölelim...
Mevsimleri vardır insanların da
Gah eser
Gah gürler
Gah yağar
Gah savur
Savaşların en zoru
Kendine karşı verilendir
Zaferler ise
Derin acılar
Derin yalnızlıklar gerektirir
Aşk aslında
Nefessiz kalmakmış
Tükürmekmiş yüreğini
Boğulmakmış kendi kanında
Yerlere göklere sığamamakmış Aşk
Mutluluk değil
Ne kadar değil
Nasıl sevdiğinizmiş mühim olan
Elleriniz titremeden
Demlikten çayı
Kadehten şarabı dökmeden




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!