Eylülün tam kalbindeyiz.
Mavi odalarda akdeniz kokusu ve ben.
Sahil boyu yeşil gözlerin yanarken üstümde,
Bir yandan avuçların üşüyor belli ki.
Yanı başında yabancı eller
Önünde yosun renginde bilyeler renk değiştiriyor.
Buz gibi bir İstanbul akşamından yazıyorum bu satırları.
Sevgilim demiyorum artık
Çok söyledim bu kelimeyi.
Ve ardından kutsal bir aşk'mış gibi sardılar etrafını.
Yazamadım da,
Pulsuz mektuplar beş para etmiyor buralarda.
Bu sabah, öperek uyandırdım yalnızlığımı.
Saçlarımda ne kadar kırılmış hüzün varsa dağıttım rüzgara..
Bir yağmur sonrası bu.
İlk defa içimde ağlayan bir kadını susturmak istiyorum.
Boşuna bunca şiir.
Sana değilde,
Gece uzun,
Ellerimde bir yığın yorgunluk birikti.
Eski cümleleri ezberliyorum,
Bir kaç yağmur damlası çarpıyor yüzüme.
Şiir yazmıyorum ki
Su içiyorum denizden.
Gel seninle bir şiir içelim.
Ölürsek,
Aynı mısra'ya gömsünler bizi ..
Özge Özgen
Seni,
Kalbimle göğsüm arasındaki beyaz bir sayfaya
Kurutup sakladım..
Bil ki;
Yağmurun ellerini öpüp, ben de geleceğim yanına.
Mor menekşeleri hiç unutma..
Benim mavi kanatlarım olmadı hiç
Sardunya kokulu sabahlarımda.
Aslına bakarsan,
Ucunu kaçırdım bazı kelimelerin.
Ve bazı cümleleri dizmeyi bilmedim.
Bugün bir güzellik daha yaptım kendime.
Bir bir çıkardım hayatımda ne kadar fazlalık varsa.
Topladım hayal kırıklıklarımı bıraktım bir kenara.
Kim, ne demiş,
Kim, ne yapmış ilgilenmiyorum bile.
Kendi hayatımı yaşıyorum.
Bu gece’de
Yalnızlık kokuyor bütün şiirlerim
Bir şairi tutup kirli sakalından öpüyorum
Açık saçık küfürler giydiriyorum çıplak kadınlara
Kimliğimi bir yol kenarına bıraktım
İçimden geriye doğru eğilen, sonra yukarıya doğru büyüyen kıvrık bir nar ağacıyım ben.
Bilsen,
Dalında kaç soğuk kış geçirdim.
Ve hep eksiktim..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!