Ne zaman geldik bilmiyorum bu şehre,
Ne zaman kapıldık sokak seslerine,
Şu ırmak var ya hani Seyhan olan ismi,
Hani üstünde yaşayan bir taş köprü.
Ayaklarım adım adım atarda üstünden,
Çiçeksiz Dünya da bir Arı idim ben,
Bal yapardım Cennet meyvelerinden,
Koca koca dertleri yüklenip kanatlarıma,
Nice engeller dolandım bir bilsen.
Irmaklar akardı şelalelerden ırmaklar,
Sus saatler durdu hala sen yoksun,
Dağlar doruklara indi sana dert olsun,
Bir deprem ki yıktı geçtiğin şehirleri,
Varlık aleminde senin bir ismin olsun.
Vefasız sevgili misalin Leyla misali,
Taş yağıyor gökten başımıza taş,
Kıyamet dedikleri bu olmalı kardeş,
Yağar Filistin'e fosforlu bombalar,
İnsan ölürken de gülürmü kardeş.
Melekler gökte kalmadı indi yere,
Bir Ay doğar karanlık bir gecede,
Karanlıktan daha kara bir aydır,
Ve sen vurursun hançeri yüreğime,
Ölmek sevmekten daha kolaydır.
Sen bensiz ben sensiz geçer ömür,
Ölmem sandın değil mi?
Bak öldün öldün sende,
Gitmektesin tahta tabut üstünde,
Oysa daha ne hayallerin vardı,
Hiç birinin ölüm yoktu içinde.
Nefesim kesilir bu harap şehirde,
Karşı sahilde bir çocuk olsaydım,
Uzatsaydım ellerimi boz denize,
Ümitler ülkesine doğru dalsaydım.
Saçlarım ıslak gözlerim nemli,
Üzmüşsün, kırmışsın duydum ki beni,
Olsun olsun be koçum varlığın yeter,
Ben zaten ne zaman üzülmedim ki,
Olsun olsun be koçum varlığın yeter.
Hem onu yalanla kandırdım demişsin,
Ey! dildare gönlüm ne bu sendeki huzur,
Ölüm gelecekse bitmelidir artık bu gurur,
Bir sahilim denizde her dalga beni vurur,
Sen hala yaşarmısın bensiz sevda peşinde.
Yüreğimi alıp da uçtun mu gökyüzüne,
Sararır güz ekini yaşadıkça hayatı,
Yaprakları muamma, başağı muammadır,
Gözler sadece görür anlamaz ki halinden,
Kim bilir yapraklarla, başağı ne anlatır...
Kaç ayrılık gördü düşünmeden eşinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!