Kırık dökük bir dil kullanıyorum.
Sıradan sözcükler,
Devrik cümleler.
Güz ayazı vurmuş gibiyim,
Benzim soluk.
Gözlerime bakma anne,
Yokluğuna cümle canım yanarken
Özlemi öğün öğün tuza banarken
Sevdayı tan edip beste yaparken
Allara bürünmüş güle mi küstün
Nazını koşut ettim sazda kanadım
şu feleğin derdi ne,
her dem benden ne ister?
kurumuş gülistanda
bulak gözlü gül ister.
kızıl harda buz tutmuş
Sitem kâr eylemez bu hazirana
Beni de doğurmuş bir kutlu ana
Eyy sagah hicazlı, bülbül avazlı
Kelâmı kış edip giydirme bana
yüreğin ateşini okyanus göz bile söndüremez,
bülbülün suskunluğunu gül bile dindiremez....
Çoban kavalıyla, abdal diliyle
Derdimi yazarım ırmak miliyle
Budala gönlümün nus bilgisiyle
Bulut benim, sükut benim, söz benim
Mevsimler tükendi takvim kış oldu
senden sonra ne zaman bulutlar göğerse,
bu şehre hep hüzün yağdı.
Bir öyküm olmadı hayatta inan
Bir nebi yalnızlığı bendeki iman
Kan kızılı âh'ım, tövbesiz zaman
De hele anam bu nasıl bayram
Eyy gölden göle uçuşan sunam
Bu nasıl bir ayrılık
Her sabah karşı dağın ardından kızıl saçlı güneş olup soğuyorsun
Uzansam, çok uzaksın, tutamıyorum
Yaklaşsam, özlem özlem canımı yakıyorsun
Her kuşluk vaktinde gönlümün kızıl güllerini terletiyorsun
Seni anlamak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!