Senin aşk dediğin marazlı gülüm
Eninde sonunda yatağa düşer!
Aşk ateşi sırdır a nazlı gülüm
Yâr demeden daha, dil, dudak pişer
Şeytanda ateştir, aşkta ateştir
“Her taze gül, bir gül yüzlüyü hatırlatıyor; fakat söz duyan kulak nerede; kimde ibret gözü var? ”
Hafız-ı Şirâzî
GÜL GAZELİ
Mest oldu gönül, düştü gidip hançer-i hâra;
—Oturmuş köfte yiyen iki körden biriyim
Herkes benden öğrendi empatik bencilliği
—Ben de aynı sofranın ikinci neferiyim
Zıddı ile fark ettim sempatik sencilliği
Gün gelecek kâşânemiz
Püf! diyince yıkılacak
Alâyişle nişânemiz
Kara yere tıkılacak
Gelecek Münkerle Nekir
Derdimin dermanı yârin dilinde
Gel der ise o şivekâr giderim
Aşık-ı sadıkım sevda yolunda
Nasip eder ise Gaffar giderim
Besmeleyi çektim kalmadı tasa
Heceletti önce aşkı Yaradan;
Zülüfe yandırdı, tele yandırdı.
Çıraklığım çıksın, diye aradan,
Mah cemale, ince bele yandırdı.
Sevilen faniydi, haktı zevali
Ölümün kapısında durdum…
…
Çocuğum…
Gülüp oynuyorum umursamaz;
Bilyelerimle toplanıp dağılıyorum.
Bu köy benim… Her şey benim:
SANATKARLIK
Hece hece petek dokur, mânâ mânâ bal yaparım.
Bağ-ı cinanda arıyım, ballar balıdır nektarım.
Gâhi mürg-i ilahiyim, gâhi ummanda mahiyim,
Şüpheye düştüğüm olmadı değil varlığı hakkında. Öyle ya, bunca kavga, bunca gürültü, bunca kin, bunca kan! “Sevgi diye bir şey olsa bunlar olur mu hiç? ! ...” diye düşündürüyor insanı.
Sonra bir çiçeğin tomurcuklanışını, bir çocuğun gülüşünü, bir annenin yavrusuna sarılışını görünce içim ısınıveriyor. Varmış diyorum. Var işte! Uzağa gitmeye ne gerek. Aha şuramda. Sıcacık! Var işte…
Evet, “Kör parmağım gözüne” ِ ölçüsünde değil belki; elle tutamaz, mikroskop altında inceleyemezsiniz belki. Ancak, bir bakmışsınız; taştan daha sert bir gerçekmiş gibi, kurşundan daha delici ve yakıcıymış gibi, hissettirir kendini.
Bazen çıkarla ilişkilendirdiğim de oluyor sevgiyi. “Acaba? …” diyorum. “Çıkarlarımıza hizmet edenlere karşı duyduğumuz bir minnet hissi midir sevgi… Bu yüzden mi babamı çok seviyorum mesela? ” Peki ِ öyleyse, babamın yada annemin ne çıkarı var beni ِ ölesiye sevmelerinde? ! …
Birden, televizyonda seyrettiğim bir haber canlanıyor zihnimde. Spikerin sesi çınlıyor kulaklarımda: “Sayın seyirciler! Fedakâr anne, çocuğunu kurtarmak isterken canından oldu. Dün ِ ً öğle saatlerinde meydana gelen trafik kazasında…” diye devam eden haberde, canını hiçe sayarak çocuğunu kurtaran bir annenin fedakârlığı söz konusu ediliyordu. Bu annenin davranışının çıkar amaçlı olmadığı o kadar açıktı ki. Sevgiyi çıkarla ilişkilendirmek utandırıyor bu yüzden beni.
Unutmadık Veysel seni
Rahmetle andık adını
Unutmaz seven seveni
Hasretle andık adını
Hep yaşadın aramızda
Şiiri sehven iki kere yayınlamışım. Altındaki yorumları buraya alarak birini sildim. Özür dilerim...
...
Leyli Can Şiiri Hakkında;
Âşık Cinasî: Bu ne güzel bir şiirdir, ne güzel bir koşmadır. Şimdi kalkıp mercekle uyak aramanın, biçime dayalı kural aramanın bir anlamı var mı? Şiiri ...