Severek dolaştım sekiz on ili,
Yorulunca mekân İstanbul dedim.
Düşündüm hepsi de değil ya deli
Çıkıp gelmiş milyonlarca kul dedim.
Ev bark şart insana tam da bu vakit,
Kim koşmazsa tevazu meclisine,
Kibir sarhoşudur artık ayılmaz.
Takılır peşine pisi pisine,
İblisten başkası dostu sayılmaz.
Traklardan Bizans’a dek her kavme,
Cenaze namazı kılmış bu diyar.
Gel de bu sevgiyi, saygıyı övme,
Türk’ü baş köşeye almış bu diyar
Kaynaklar doğruysa yaşı sekiz bin,
Tabi yersen bu gün demokrasinin
Beşiğidir Birleşik Amerika.
Şu kesin ki Salman ile Sisi’nin
Maşuğudur Birleşik Amerika.
Ortada dururken; Bağdat, Şam, Beyrut
Bak bu gün de olabilir yarın da
Sazını duvara astırır toprak.
Es verirsin türkünün bir yerinde,
Çeneni bir demlik susturur toprak.
Varislere kalır çiftin çubuğun,
Ellerle geçirir bir iki çağı,
Bekler kurtarıcı el Kocaeli.
Akçakoca gelir, tası tarağı
Toplayıp da gider el Kocaeli.
İlk çağda; Astakos, Nikomediya,
Umudum vurdu karaya;
Bitti benim koca ömrüm!...
Ege ile Marmara’ya;
Battı benim koca ömrüm!...
Akıbet gelecek sıram,
Söyleyen doğru söylemiş;
“Gez Dünyayı, gör Konya’yı.”
Rabbim armağan eylemiş,
Bize güzel bir Konya’yı.
Dümdüz ova, yokuş iniş
Bu virüse benden de bir laf ola,
Sürç-ü lisan eyler isem af ola.
Uzak durmak istiyorsak illetten
Elimizde sabun ola, cif ola.
Yüz metrekareye hapsedip bizi,
Dışardan seyredip durdun korona
Yaşatıp en büyük şoku, krizi
Sanırım murada erdin korona.
Biliyorum olamazsın insanî,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!