Sen gelince
Dili çözülür susmak nedir bilmezdi doğuştan sağır ve dilsiz kalbim
Titrerdi
Korkudan mı yoksa aşktan mı bilmezdim
Yağmur yağardı ince ince süzülürdü şakaklarımdan
Anlam bulurdu tel tel ağaran saçlarım
Seni yanıma yakıştırmayanlar içimdeki ateşten habersizdi.
Varlığın onları, yokluğun beni yaktı
Bırak seni bildikleri gibi sansınlar
Sendeki beni görüp kıskanmasınlar
Cihana dar gelen Bedenime hırka diksinler
Kalbimdeki cennetim bilip kirletmesinler
İki dudak arasında kalmış bir karar
söylemesi zor, anlatması imkansız bir duygu aşk
Kimi diler kimi dilenir,
Bazıları susar, izler uzaktan.
İzi yüzde değil sırtta bıçak yarası
Ah kadir kıymet bilmez çaresizliğim,
Seni bulmak dünyanın en kolay işi
Baktığım her surette yüzün
Her yüzde gülüşün var
Seni sevmek dünyanın en zor işi
Bin surette aşina olduğunu
Bir surete sığdırıp dokunamamak
Gözlerimi kapatmış seni düşünüyorum
Gözlerin
Uzak bir şehrin parıltılı ışıkları gibi
Renk cümbüşünde raksa durmuş bana bakıyor
Bir yanar ciğerimde paralanır hasretin
Bir söner umutlarım karanlığa gömülür
İhtimal güzel şey
Düşünmek, umut etmek
Sabırla beklemek
karşılık beklemeden
Bir gün olası olasılığı kovalamak
Güzel şey
Sen inandırıcılığını kaybedince
Ben uğruna ölünecek bir sevdayı yitirdim.
Senin aşktan anladığın
Kuru bir dal gibi yanıp kül olmak
Oysa aşk
Umudun en kırılgan yerinden
Yeniden yeşermek,
Lahuti bir tezahüre bürünmektir
Seninle yaşamak
Kısacık bir zamana uzun roman sığdırmak gibi
Dolu dizgin bir macera
Peri masalının dörtbir yanına kelebekler iliştirmek
Uçsuz bucaksız bir sonsuzluğa kanat çırpmak
Göğü yedi renge boyamak gibi çocuksu
Sen neden şikayet ediyorsun ey gönül
Sevmekten mi korkuyorsun
Yanarım diye
Sevdanın tabiatında var yakıp kül etmek
Ben ki yaradanın her sıfatının ayrı tezahürüyüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!