Bir gün,
Anılar mezarlığından
geçerken görürsen beni,
sana sunduğum o ateşli dizeleri
sevgiyle hatırla...
Eski,
Bir elime karanfil aldım
Karanfili kulağına astım
Gözünü gözüme
Dilime dişimi bastım
Elim kalem tutmadı
Kırıp kenara attım
Benim gecelerim hep beyaz
Gözlerime uyku girmez biraz
Sevdamı dağlardan indirir
İçimdeki hep ayaz…
Benim gecelerimde ay olmaz, yıldız olmaz, mehtap olmaz
Allahım!
Ne oluyor bana böyle?
Neden hep yalnızım?
Neden hep çaresiz ve öfkeliyim?
Üstelik hastayım!
Neden,
Ne kadarını anlatabiliriz duygularımızın
Ne kadarımızı kelimelere çarparız,
Ne kadarınla aldatırız kendimizi.
Duyguların ifadesi, düşüncelerin ifadesinden zordur.
Zordur bilinmezliği bilinir yapmak...
güneş ışıyor
ruhum kararıyor
hayatım sorguda
yağmur yağıyor
gözlerim ıslanmıyor
………………….......belki deli gönlüm, anlayamadı seni:
beklerken hayalini daha yaşanmamış bir aşk vakti…
oysa,
sendin! tüm sözcükleri unutup kendim dediğim
sendin! yaşarım belki diye yarınlarıma bıraktığım
tuhaf bir dilde sarhoş olsak
gökyüzünden inen bulutların
dallarına tutunsak
ve göğe çıksak seninle
serin bedenimize
sıcacık rüzgarlar
Sarhoş olacağım yine bu gece,
Ama, ne bira, ne şarap, ne de rakı içeceğim
İçmeden sarhoş olacağım bu gece.
Beklediğim hiç bir şey de yok,
Uzaklaşacağım kendimden sadece.
Ay, birazdan dans eden bulutlara kaptıracak kendini,
Öylesine bir sır ki yıldızlar
Neden ayrı ve uzak dururlar
Yılanlar dolaşır uykularımda
Beni yeni bir hayata sokmak için
Vücuduma dolaşırlar.
Üstüme gelir yemyeşil gölgeler
hisslerin ve duygularin kaleme döküldügünde renklenmesinin en güzel örnegini sergilemissiniz...