Her gece gibi dört duvarla örülmüş yine etrafım
Dışarıda gecenin karalığınla alaycı sokak lambaları yanıyor sadece, saysam ya kırk, ya elli
Şakıyan güzel bir ses yok, çisil çisil yağmasına rağmen yağmurun sesi bile yok!
Ben her akşam seni beklerim!
Gözlerim nöbet tutar her akşam gelmelerine
Bir gülün, bir menekşenin kokusunda
Bir kemanın haykırışında
Seni beklerim..
Ve bakışlarım umutla geleceğin yollara dalarken
Dün
Uykumda gördüm
Eski sevgilimi…
Ah ne güzeldi
Gözleri
Öpüşleri
Sabahın üçü,
Gecenin ürpertici sessizliğiyle hafif barışığım bu akşam;
Hafif bir müzik geliyor radyomdan,
Dudakların kalemim, yalnızlığım kağıdım oluyor
Ve ben şaircilik oynuyorum.
Yine gelmedin, yine yoksun bugün.
Bir elimde sevdan
Öteki elimde yine sevdan
Cenneti verseler almam
Geleceğin güne kadar…
ıssız içim
üşüyorum!
ısınmak için
yakıyorum
anılarını
tek tek!
Gecenin içine sevdamı koyuyorum yine
Sonra yıldızları maviye boyuyorum
Düşlerimi bağırıyor, çiziyorum
Yüreğimin sesinde nefesini dinliyorum
Rüyamı çiziyorum yüreğine
Duygularının kafeslerini birer birer açıver sevdiğim
Deniz de bir başka şimdi, bulutlarla sevişir gibi
Öğlen güneşi, üzüm salkımları kadar sıcak gözlerinle çıldır
Bak, yaprak taneciklerinden oluşmuş ateş küreleri gibi açmış kıpkırmızı güller,
Her tarafı menekşe, gül, toprak kokusu sarmış.
Çıldırmanın vaktidir şimdi sevdiğim.
En çok neleri unutamayız bilir misiniz? ;
En çok unutmak istediklerimizi unutamayız! ...
Bir şeylerin bittiğini sandığımız olur çoğu zaman,
Tonlarca mavilik çökmüş üstüme
Ayaklarım altına serilmiş düşlerim
Sensizlik yüreğimde delice tepiniyor
Ve dudaklarım bilinmedik bir ayrılık şarkısı söylüyor…
İçimde kör kuyulara atılmış sözcükler yankılanıyor
hisslerin ve duygularin kaleme döküldügünde renklenmesinin en güzel örnegini sergilemissiniz...