Dağlar denizler aştım da,
Döndüm baktım kendime,
Sanki gitmedim bir adım öteye,
Oysa anın mutluluğu sinmişti gönlüme,
Gönül bağına ekilen bu son fideyle.
Ellerin tutmaz
Gözlerin görmez
Gönlün bilmez olsa da
Sana sevda yüklü bir kervanda
Ben en ön safta
Sana öylesine uzakta
Seni benimle ,
Beni sensizlikle boğdu zaman,
Keskin sorulara ve net cevaplara nazaran,
Gel git yaşarken biz olduk nihayetinde azalan,
Her şey olduk birbirimize de bir olamadık birbirini anlayan.
Ay ha yarım olmuş ha tam,
Yürekleri sarıp sarmalayan gam,
Yağmur ile damlayan dam,
Yaş kemale erdi yürek ham,
Kapanır mı yaralar yama ile tam,
Bu geceler de ağlayıp duran,
Bir parça çul ateşinin gölgesi ekseninde,
Alt alta üst üste dans eden edene,
Bu ateş idi yakan Lidyalı semtleri,
Günümüzde adı serbest ekonomi,
Fakat düşün ki bir cezaevi,
Alabildiğine geniş yerleşimi,
Rüzgarı alıp sırtına çıkacaksın dağlara,
Yaşanacak yer kalmadı insan olana insanların arasında,
Beyhude dolanma artık Oğuzhan buralarda,
Çöz boynundan zinciri koş uçsuz bucaksız ovalarda,
Çık gökyüzü ile yeryüzünü bir eden dumanlı dağlara,
Orada vahşi bir hayat seni bekliyor olsada,
Sıcak oda ve bir fincan kahve,
Eşlik ediyor gecene,
Biz soğuk koridorlarda,
Derin bir sessizlik içinde,
Fısıltı sesleri dinliyoruz içimizde.
Yaşımız küçük diyor biri,
Asırlık bir çınarın dibinde,
Tahta bir sandalyede,
10 yıllık bir dede,
Gel de zaman doldu de.
Issız dağların etekleri,
Gizler eşsiz güzellikleri.
Bir bahar günü çıkan yeli,
Koynunda gezdirir bu deli.
Uzaktan baktın mı öyle neşeli,
Bir yanaşmaya gör ki,
Kalemi yırtıp, kağıdı kırıp attım,
Sensiz basit eylemlerde dahi hata yaptım,
Senin hayalini sineme sarıp yattım,
Uyuyup uyanıp gelirsin diye baktım,
Akşamları kalktım sabahları yattım,
Güneş görmeden kendime umut sattım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!