Bir ses bazen ışık olur gecelerime,
Ki ses kulaklarıma hiç değmese de.
Öyle ki duyan yok onu,
Şimdi ses ışıktan hızlı mı oldu ?
Madem ki ayan beyan ortada olan halim bu,
Ses kesilmesin diye gözümde yok uyku,
Şimdi uzatsam ellerimi,
Saçından bir tel yakalasam.
Karanlık dağılsa birden,
Gece yarısı gündüz olsa.
Şimdi uzatsam ellerimi,
Ellerim yüzüne dokunsa,
Kör bir kurşun gibi gözlerin,
Ansızın gelir aklıma.
Çözülür birer birer don tutmuş her hatıra,
Oluk oluk akar ruhumda dört bir yana.
Bir kol boyu uzağımda mutluluk,
Adını çoktan unuttuğum bir cadde,
Unutmak kolay mı her şeyi birden bire.
Geçip giden günler gibi,
Her şeyi bıraksam geride,
Benden geri ne kalır size.
Işık yok,
Yok ses,
Dört yanı çile,
Bir köşede çilekeş,
İnce bir perde gibi gece keşmekeş.
Sadelikten bi haber yaşamı,
Yere serilmiş hayallerin seyrine daldın,
Karanlığın göbeğinde henüz doğmamış güne aldandın.
Sandın ki bu bir rüyadır uyuyup uyandığın,
Boğazında düğüm oldu o güzel diye beklediğin yarın.
Ömrünce hiçler deryasına daldın,
Var dediklerin yok oldukça yandın.
Yüksek ağaçlar ve deniz,
Her ikiside sevilir ayrı yada bir.
Yaprakların umarsız sürtüşmesi,
Dalgaların kıyı ile didişmesi.
Ve çıkan sesleri...
Ruhların alçalan yükselen sohbeti,
Ardı sıra dizilmiş apartmanlar,
Kasvet yüklü sanki sokaklar,
Gözlerimde alabildiğine duman,
Kızılı gri tonlara boğan.
Avare gibi dolanıp duran,
Kargalar mı yoksa bu karanlık gökyüzünü yaratan,
Ilık bir yaz gecesi,
Sırt üstü toprağa serilmiş bedenim.
Hava açık, ay parıl parıl,
Yıldızlar nokta nokta parlıyor gökte.
Gecenin sessiz çığlıklarını dinliyorum,
Dumanı henüz tüten bir ateş gibi yanıyorum.
Salkım söğütlerin sıralandığı bir yol,
Nereye gitsem benimle yüreğimde ki kor.
Yaşamak mı ölmek mi bir bana sor,
İkisi de belirsiz birer yol.
Nerede insanı hayata bağlayan kol,
İz sürüyor yığınlar sıralanmış kol kol.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!