Dar bir sokaktan geçiyorum bugün,
Demirin demiri dövdüğü,
İnsanın insana sövdüğü,
İşte böyle günlerin döndüğü,
Bu sokağın başından arayı döndüğümde,
İyi ve kötü bir arada aynı düğünde,
Sesin dört duvar içinde yankılanır,
Bedenimde bir musiki misali dalgalanır,
Gecenin en karanlık anını aydınlatır,
Sesin en saf en temiz duyguları barındırır,
Beni her gece günahlarımdan arındırır.
Bu münasebet bitmeli,
Münasebet neden kimse bilmedi,
Artık gerçekten gitmeli,
Insan biraz da kendini dinlemeli,
Yazmak,çizmek şu zamandan sonra fuzuli.
Ölüm yokluğuna,
İnsan alışıyor zamanla.
Asıl mesele,
Yaşarken alışmak ölüme.
Bir yerde nefes aldığını bile bile,
Sevdiğini gömmek kefensiz, topraksız gönlüne,
Koştuk koşulması manasız yollarda,
Yorulduk yaşamı yordayamadığımız anlarda,
Güldük eğlendik geçti gitti yıllarda,
Ne güldük ne de eğlendik aslında.
Medeniyet beşik Avrupa,
Açlık,sefalet Afrika,
Dağlar ovalar kan orta Doğu'da,
Zulüm,baskı orta Asya'da,
Nerede insanoğlu,
Medeniyet nerede burada,
Denizde bir balık,
Ormanda bir geyik idim.
Senin gittiğin gün,
Geçmişi yaralı,
Geleceği sancılı kaldım.
Yokluğun ;
Dönüp dolaşan dağlar aşan bir nehir gibi,
Elbet varacağız vuslat beldesine.
Şen şakrak kuşlar gibi,
Gelecek bahar ömrümüze.
Dinecek usul usul akan yaşlar,
Dökülecek sırtımızda yük olan taşlar.
Hasret yüklü kervanları taşıdık bu yollarda,
Yalnız bir gün kavuşmak umuduyla,
Hasret türküsü dudaklarda,
Kavuşmak kim bilir hangi baharda,
Vakit akşamüstü oldu bir anda,
Kavuşmak sevda dolu yüreklere çok uzakta,
Her şey sevmekle başlar,
Ben seni sevdiğimden beri benim,
Seni sevmek öyle güzel ki,
Deniz gibi güneş gibi,
Sen öyle değerlisin ki,
Sağlık gibi huzur gibi,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!