Çiçekti, açıyordu ki an o an,
Kıyamet, felaket...
Her yer kan,
Kokuşmuş değerler yükselirken doruğa,
Topuğundan aşağı çeker zaman,
İnim inim inlersin dost,
Andır gözünde parlayan,
O muhteşem fırtına...
Koşarsın pervasız,
Peşinatsız hayaller uğruna.
Bir bakarsın uyanmışsın,
Trenin geceyi yırtan ıslığı,
Bir uğultu gibi yükselmekte,
Kulaklarında,
Aniden tren,
Durmakta istasyonda,
Şiir gibi yürek gerek,
Yaşamın içine salıp dizeleri,
Dizginsiz, frensiz umutlara...
Yokluğuna, hiçliğine bakmadan,
Öfkeyi unutup seyretmek yıldızları.
Sesizliği koyup başucuna,
Bildiğin doğrular karışır kimi zaman,
Değerler uzaktır ve yaşam şahane bir tuzak.
Devridaim düşler kovarken umutları,
Çoğu zaman kalırsın bu yarışta yayan,
İlk durağında indiğinde nedir peki geriye kalan.
Manadan uzak kelime....
Kifayetsiz salınıyor şaşkın,
Cümle tuzak, gözlerin uzak ve derin.
Elinde uçurtmanın ipi lakin sonu geldi besbelli.
Salınarak yükselir ve çeker umutları,
Kendi dinini yaratan kara cehalet,
Aklı zincirleyen malum esaret,
Mıh gibi bağlanmış gelinlik kız misali basiret,
Kaybolmuş adresi muamma cesaret …
Şahlanıyor ufka doğru doludizgin katilin,
Ölümün çirkin yüzü görünüyor eyvah,
Önce umutlar ölüyor,
Sonrası...
Çocuklar üşüyor, düşüyor toprağa.
Kan nehirleri akıyor, ölüyor gönlüm,
Mahsus mu tüm hikayede kahraman yalnızlığı,
Zora ki hüzün salınır ucundan sarkarak evrenin,
Dolanır bacaklarına düşme hissi,
Sarsılarak şiirin herhangi bir dizesinde,
Kaybolur mana, karışır isimler.
Bir soluk, bir soluk,
Ve bir soluk daha,
İşte hayat sana.
Yaşanırken anlamını bilmek zor,
Öğrenince ise yaşamak.
Bazen tatlı bir tebessüm,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!