Doğrulup yerinden baktı yamacın eteklerine,
Yani uzağa, görebileceği en son yere…
Gün yeni doğuyordu, ve soluğu farklı çekti içine,
Tebessüm hafif bir rüzgarla geldi yüzüne,
Hışırtıları ağaçların,
Ekledi umudu, yeşertti tohumu,
İnsan zeki,
İleri, devamlı ileri,
Dur durak bilmeyen bir yükseliş,
Fazlası, daha fazlası,
Daha fazlası yetmez,
Başka ne olabilir o da bilinmez.
Zorlar sabrın ötesinde yaşamı,
Değişimi damla damla,
Kanda kaybettiği arla,
Yaşar....
Düşen kardeşi,
Aklın kadar doldur yaşamı,
Sözlerin özün olsun,
Ve sus,
Sus ki....
Konuştuğunda yaşam sussun.
Hele de yürü,
Yürü ve sor anlamında saklı gerçeği,
Yaşamın...
Çocuğu gör, yakala kanadında yüklü umutları,
Bulutların...
Yalancı, olur mu bulutta kanat,
Eğer birgün ölürsem,
Oynamışsam son perdeyi,
Bir sessizlik kaplamışsa sahneyi,
Bilirim unutursunuz beni.
Olsun yalnızlığı severim,
Ayrı bir haz verir sessiz geceler.
Seyreltik yaşamlar,
Akar...
Sokaklar kadar.
Bir avuç kalabalık,
Üstüne gürültü serpilmiş.
İlerlediğini zannetsin boşver,
Son bir çizgi çizdim boydan boya,
Bir o yana geçtim, bir bu yana.
Anlamsız geldi, hiç farkı yoktu sanki.
Sonra insanlar yerleştirdim,
İrade verdim, güç verdim…
Top verdim, tüfek verdim.
Sınırlarımı bilirim,
Bilmesine de,
Bir de sınırsızlık olmasa,
Ne dert kalırdı ne tasa...
Yaşamın tüm çıplaklığında,
Üzdün bizi Hüseyin hani Üzmez’ din.
Din dedin inan dedin …
Utanmadan yıllarca iman dedin.
Anlaşılan hepimizi sağlam bir şekilde,
Ve umarsızca yedin…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!