Ne kadar uzaktır düşlerin,
İdeal mi geleceğin,
Gelecek mi idealin...
Aman ne farkeder,
Arkadaş bu beyin,
Bu gece dolaştım sokakları yanlız,
Gözlerim aradı insanları,
Yaşamı görmek istedim gözlerinde,
Dokunmak istedim yüreklerine.
Sadece bende değil yanlızlık,
Bir nehir gördüm,
Dün akşam rüyamda.
Öyle bir nehir ki,
Yeryüzünde var olmayan.
Düşünce nehriydi onun adı.
Şehir uyuyor ve uykuda karabasan çöküyor belli belirsiz,
Sıkıntı hüznü kovar daralır işsiz adam,
Çaresizliğinde yanar kavrulur ruhu,
Çocuğun okulu,
Var mı bu işim bir oluru...
Seni zorlamı ikna ettiler ki,
Atıyorsun oyunu,
Yüzyıl görmedi senin gibi esaslı bir koyunu,
Biraz daha bekle kurutacaklar senin soyunu.
Kafiye belli zorlama ama yeter artık sen de bu kadar horlama,
Canım fıskıyem nasıl kırdılar seni,
Bir sabah baktığımda camdan …
Boynu bükük nasıl da sızıyordun toprağa,
Şıp Şıp diye vururken her damlada …
Kahır dolu bir matem sardı,
Senin gibi kırılan her biçare fıskıye gibi,
Hayat sandığımdan boş,
Loş karanlıklardan geçerken,
Bulduğum ilk merdiven,
Kıvrımlarında zaman, her basamağında ayrı yalan,
İnerken doğruldum ve başım çarptı alçak tavana o an,
Bulanık ve karmaşık bir hayal uzanırken önümde,
Tik Tak sesinde geçiyor ömür,
Umut kayıp...
Parça parça kopuyor bedenin,
Çerçevedir bir metrekare,
Dön dönebilirsen ve dene,
Sıkıysa şimdi,
Tüm kitapları yırtın sayfa sayfa,
Savurun boşluğa...
Karışıp birbirine, yol alsınlar millerce,
Herkes farklı bir sayfa bulup okusun,
Ve gerisini hayalinde kursun,
Yeni bir dünya, yeni bir hayat...
Çanakkale, Sarıkamış düştü nice körpe kahraman,
İmanı tam, toprak büründü al kan …
Çiçekler açtı gelincik,
Yüzleri, boy post gencecik.
An düşünmedi kaçmak, kalmadı geri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!