Sabahtı henüz kaybolurken yıldızlar,
İlk adımda toprak kokusu …
Soluğu duman duman.
Sıyrılarak yürüdü çalılardan ileri,
Omzundan sarkıyordu eskimiş mavzeri,
Yüreği önündeydi bedenin,
Şaşarsa kantarın topuzu,
Zaman kayıp ve yaşanırsa evrensel ayıp,
Kaykılır yaşam ağır olduğu tarafa,
Kemirirken yamyam ayak parmaklarından.
Önce kirlenen evren şaşacaktır muhtemel,
Üzülürüm, akamaz gözlerimden bir damla yaş,
Kaçak bir umut beklerken köşebaşında,
İnsanlar dizilirler sıra sıra...
Herbirinde ayrı bir dert, ayrı bir keder.
Açtır bazısı,
Sinekler uçuşur gözkapaklarında.
Nasıl bir bulut ki,
İniyor sis gibi...
Sisten öte birşey,
Muamma, belki de yanılsama.
Sorular kayıp,
En olmadık yerde yeni bir hayal,
Kızım hasta aylardan Mayıs'ta,
Saniye yıl oldu geçmez,
Beklemek zor,
Beklemek...
Sabahı beklemek sonra akşamı,
Korkunun çocuğunu tanıdım,
Kan kokuyor gülmesi barışa karşı.
Yakmak, yıkmak, yoketmek körpe yürekleri.
Dayanamaz, yaşanmasına sevgi dolu günleri,
Kıracaktır, sevgiye uzanacak ince bilekleri.
Üzerime üzerime gelir korkular,
Acımasızlıklar dağılır dört bir yana.
Gece çöker gırtlağıma düğüm düğüm,
An ve an sessizlik kovar umutları.
Umut çocuk, umut senin gözlerin,
Ölüm değil titreten yürekleri,
Gecenin sessizliği yok mu,,
Gürültünün en yoğun olduğu,
Düşüncelerin birbiriyle çarpışıp,
Acımasızlıklarıyla....
Birbirleriyle yarıştığı,
Bu sessiz gürültüde.
El kadar çocuk,
Gerçekten...
Yani sahici, bildiğin parmak çocuk işte.
Salınıyor rüzgarla yaprak gibi,
Kıkırdıyor,
Anlaşıldı...
Şair öldü dizeler yalnız,
Belki mahsun bekleşir peşisıra,
Şair öldü duymuyor artık,
Çiçek açısında ilham,
Güneş doğuşunda serinlik,
Çocuk doğuşunda mutluluk,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!