Karınca kütüphanesi bir ahşap yaşam
Tozlanmış rafında yanık bir koku
Önermeler sorgular tavsiyeler
Kasnak derisinde gerilmiş topuk nasırı eller
Sağ gösterip sol vuran
Soykırımın alaca kuşak darbesi
Bana bir şarkı söyle
Yok yok içten yazılan bir şiir olsun
İçinden ırmaklar aksın
Dökülsün aşsın denizleri
Yürümesin yılgın saatlere
Sensizliğin yoldaşı sessizlik
Bin cefa çektik yeter dercesine
Sökülüyor gözlerimde kaldırımlar
Bir dediğime bin olsun diye
Cenin oluyor tüm izler
Hak bedelini ödetircesine
Zaman aynasında
Kendimden mi yoksa sensizlikten mi
Biriktiriyorum senli gözyaşlarımı
Ve görmek için seni
Uyku arkası duvarlara dayıyorum geceleri
Sen girdikten sonra ruhuma
Dokunmak istesen de mavilere doğan güneşe
Seyredecek aynalar
Zamana dur diyemeyecek güzelliğin
Sessizliğine yürüyecek her doğan gün
Tenine kadeh tutacak
Ayrılık gülleri atma sevdiğim
Bülbülü ağlatır solan yapraklar
Aşkımıza hüzün katma sevdiğim
Gözümden ıslanır kara topraklar
Zincirlere vurup gittin sevdamı
Pırıltısı yakamoz deniz yazgılım
Seni düşünerek
Aşkın efsununda daldım sulara
Bir baktım
Yem olmuş beklentim balıklara
Soluksuz olur mu deniz suları
Kaderlenen zaman gerçeği
Nerede kaldınız içtede ki gülümseme
Hüzün içinde boğuluyor yaşam
İçtenlikten uzak beyin oyunları
Aptala döndü ayaklar
Boğuldu
Dar geldi sözler kördüğüm
Kulak arkası taşlı yol
Duyan yok !
Dönüp bi baksan göz dibine
Yoksa gözyaşları mı vicdan silgisi
Öyle anlar var ki
Bıçaklasanda kalbimi acı duymaz
Dünyanın çiçeklerini toplasanda
Dindiremezsin acılarımı
Gelmeyeceğini bile bile
Beklersin canından çok sevdiğini
Kutlarım
ANT10 puan
Kutlarım
ANT10 puan
Kutlarım
ANT10 puan