Bilmesem iyi miydi
Dört köşesi olmayan duvarlara yaslanmasaydım
Dört ayağı olmayan henüz tozlanmamış sandalyeye
oturup demlenseydim şafak sökene dek..
Daha mı iyiydi
Dişi kedilerin bile yavrularını yediği bir düzenin olduğunu
-de'leri ayırmıyorsun sen adam
''sende'' yazıyorsun,
düşünüyorum
bende olan ne?
kalp,
kirpi yutmuş bir kalp?
Salaş bir halde yalnızlığım
Yorgun, tırnakları uzamış
Ve bakımsız...
Kirlenmiş sırtındaki eskimiş kadife hırka
Yaşlanmış da
Unutkan biraz
O kelimenin bademcikleri şişse
uçan gagalılar zatürre olur.
O kelime zatürreden bir ölse
uçan gagalılar cehennemde
sanat için soyunur.
İllaki benim olasın diye ayak diredim
kalbimi yumdum sana
seni diledim
kederleri tek tek ipe dizip mavi boncuktan
kara gözlü kuşun boynuna takıp
yolladım
Dün gece seni sevdim
Kendini bir daha bulamadı bedenim
Kayboldum gece bozması karanlığın göğünde
Göğe savurdum duygularımı
Zaptedemedim içimde
Öyle mahzunlaştı ki ruhum
Yağmur..
o ıslak çingene
dokundu bana kocaman elleriyle
bir şeyler aklımda
yarıda kalmışlığın uzunlamasına çiziği koynumda
İronik bir resim sergisi...
Tablolardaki acının üstünde de grotesk bir hava
Acıları bastıran yalancı kahkaha
Pervasız çizgilerle baksa da meraklılara
Acının acısı var dominant kırmızının altında.
Ressamın paletinde başka renklerle oynaşmamış kırmızı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!