Bak işte o ses
bir hamıneli mırıldanışı
tek senin duyabileceğin
kulaklarını kuşatan aşıkça bir
pandomima
oysa sanılır ki sözsüzce…
Bu günlerde
zerdali koktu düşlerim
ve o ağaç kovuğundaki
sincap yuvası da yaktı ışıklarını
bahar kapının tokmağına sarılınca
Kırmak da bir yetidir,
pek tabii.
Kelimeleri herkes iğne gibi batıramaz.
Etkileyici bir ses tonu lazım.
Ve biraz da heyecan.
Sonra, mimiklerde olağandışı bir hareketlilik belki.
Atıp saçtığın yaprakları bul
deli rüzgar
uzağa gitmiş olamazlar
lakin gitmiş olsalardı
uzaklarımdan birinde çiğnerdim onları
korkuyorum deli rüzgar
Bulutların adam öldürdüğü yok
saygıdeğer rahmetliciğim
Sahi, bulutlar bir işeyecek olsa varya
''Yarabbi şükür'' diyecek gibi dururken,
Sadece duruyorum
Denizin yüzündeki çilleri seyrederken
oturduğum kayanın yanına atılmış
çekirdek kabuklarına gitti gözüm
daldım biraz
geçen belki birkaç dakika,
belki o kadar da yok
Ne buldun bende ayrılık
ne diye eteklerime sarıldın
anlayamadın mı
anladın da sevincime kastın mı vardı
bilemedim ben seni
mimlenmiş duygular
Kandırmaca bir yaşam belledim bize
adına masal diyor birileri
sahici gibi duruyor her şey
bir köşede derme çatma bir yağmur
pusulanmış
ve garabet bir bulut kokusu
Seni ayrılıkla nikahladım gıyabında
sana haber ulaşmasa da
ayrılıkla sen bir arada
roller farklı
suflör yok
herkes sözbirliğiyle unutuyor sanki
Olur ya hani
altın kanatlı aşk meleği
seni bulur da
bir ok atarsa popona,
al küçümen kalbini sırtına
prensinin beyaz atını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!