Düşünki, sevdiklerinden, doğup büyüdüğün topraklardan çok uzaklarda bir yerdesin. Akşam olur kapanırsın dört duvarına... Konuşursun... Ağlarsın... Anlatırsın... Bağırırsın... Sesin yankısını yitirir duvarlarda... Halini bir soran, sesini bir duyan olmaz...
Sonra ey der susarsın... Kıvrılıp yüreğinin içine büzülürsün bir köşede... Kıvranırsın... Kanarsın... Geldiğin yerler gelip çakılır usuna... Düşünürsün... Düşünür üzülürsün. Üzülür Düşünürsün...
Acılar ki, zemheri kadar karlı, uzak bir yol gibi uzanır ömründe. Kimseler görmesin diye gözlerinde sel sel taşan yalnızlığı.
Kimseler duymasın diye sesini, ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömersin hasretini.
Yaşanmış Bir Sevda Masalı
“(*) Dünyada iki gül olsun, biri kırmızı biri beyaz, sen beni unutursan kırmızı gül solsun, ben seni unutursam beyaz gül kefenim olsun”.
“Bir söylenceye göre düşman iki ailenin çocukları olan Ali ile Zehra biribirine ölesiye sevdalıymışlar. İki genç daha çocukken ailelerinin düşmanlığına rağmen, gönül verip sevmişler biribirilerini. Aşkları, gökle- yerin aşkı kadar büyük, çiçekle suyun-aşkı gibi temizmiş…
Gülgüzeli İle Murat
Caferli diye bir köyde Küçük ağa olarak çevresine nam salmış, yürü dedimi dağlar yürüten, dur dedimi sular durduran güçlü bir ağa varmış. Ne var ki soyunu devam ettirecek çocuğu olmadığı için hep üzgünmüş.
Ağanın bu durumdan sürekli yakınması üzerine, karısı Esma hatun çevredeki bütün yatırları, türbeleri tek tek ziyaret eder, çocuğu olması için gittiği yer yerde “derdimize bir çare” deyip kurban keser dua edermiş...
En Güzel Rüya Sensin
Ey gönlümün uçurumuna her seher
gül ve rüzgar dokuyan uçarı kız
yağmursuz çöl,
susuz göl
yolcusuz yol
sahipsiz bir kulum ey aşk
durmadan akrepler sızıyor içime
ihanet yüklü kamyonlar geçiyor üzerimden.
Hüznün yangını yüreklerimizde
ellerimizde yenilgilerin tortusu
bir ölüm ıssızlığıdır sürüyor sokaklarımızda
seni kimlere sormalıyım şimdi, kimlere
hangi küskün bahara
Ayrılığın gözleri sel, dağları duman
bir çoban kavalıdır yüreğimde her gece ağlayan
sesimde fasılasız figanlar
göğsümde kırık karanfil feryadı
korlar akarken dilimden
sözcükler ölüyor dudağımda sessizce
Ayrılığın gözleri sel, dağları duman
bir çoban kavalıdır yüreğimde ağlayan her gece
sesimde fasılasız figanlar
göğsümde kırık karanfil feryadı
korlar akarken dilimden
sessizce ölüyor sözcükler dudağımda
Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine gam
şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine gam
gönüllere elem konuk her akşam...
Gel ey çöllerin kavruk çiçeği
göğsümün kanayan pınarından
bengisu tadında al bir tas su sana
yudumla, iç kana kana..
Ilık bir düş vakti,
DEĞERLİ HOCAM İNAN BAŞOL YÖRÜKCÜ ŞAİR MAVİ YEŞİL İSİM ALTINDA ŞİİR KİTABI ÇIKMIŞ BU ŞAHIS BENİM VE SENİN BİR ÇOK ŞİİRLERİNİ ÇALIP KENDİ İSİM ALTINDA ŞİİR KİTABI ÇIKARMIŞ SİZİ BİLGİLENDİREYİM DEDİM BİLGİNİZ OLSUN SELAMLAR..BİLAKİS IŞIL IŞIL ŞİİRİNİ OKUYUN...
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla
Muhtesem bir siir Ustadim buyuk bir keyifle okuyorum siirlerinizi yureginize saglik Allahaemanet olun saygilar *** Tam puan *** Antolojim